Gribe Önlem:
Manşet Haber 27.03.2015 09:56:25 0

Gribe Önlem: 'Sen de Elini Uzat!'

Gribe Önlem: 'Sen de Elini Uzat!'

sende_elini_zat (1)Adana Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı kent genelinde, olası grip salgınına karşı vatandaşlarda farkındalık uyandırılması amacı ile ‘’Sen de uzat elini ‘’ projesi başlatıldı. Proje kapsamında, şehrin bir çok noktasında, dezenfektan solüsyonların bulunduğu ve gripten korunma yollarının anlatıldığı stantlar kuruldu. 

Adana Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Op. Dr. Fatih Karayandı, “Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalarda; grip ve benzeri bulaşıcı hastalıklar için mevsimin müsait olduğu, yurt genelinde 42 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, hayatını kaybeden kişilerden 12’sinin (yüzde 28,5) 65 yaş ve üzeri vatandaşlar olduğu vurgulanmıştır”dedi.sende_elini_zat (3)

Söz konusu istatistiki bilgilerin açıklanmasının ardından harekete geçtiklerini ifade eden Dr. Karayandı, “Coğrafyamıza bu kadar yakın şehirlerde görülen ve ölümle sonuçlanan bu virüse karşı Adana halkının da korunma yolları hususunda bilgilendirilmesini amaçlıyoruz. Bu kapsamda Büyükşehir Atölye Ekibi ile şehrin farklı noktalarında dezenfektan solüsyonların bulunduğu stantlar kurarak farkındalık uyandırmak istedik” diye konuştu.

Grip ve benzeri bulaşıcı hastalıklardan korunmanın temelinde, kişisel bakım ve şüphesiz el temizliğinin öneminin vurgulandığı stantlar; şehir merkezinde 5 farklı noktada Adanalılara hizmet veriyor.sende_elini_zat (5)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°