Grip Değil, Komplikasyonları Öldürüyor
Manşet Haber 29.03.2015 13:32:10 0

Grip Değil, Komplikasyonları Öldürüyor

Grip Değil, Komplikasyonları Öldürüyor

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Bedia Mutay Suntur, İnsanları İnfluenza (grip) değil, ‘komplikasyonları’ öldürüyor dedi.

Dr. Suntur, Adana Tabip Odasında gerçekleştirilen panel’de Nezle, soğuk algınlığı, grip, kuş gribi, domuz gribi hastalıkların belirtilerinin benzeştiğini ancak yüksek ateşle seyreden vakaların ölümlere yol açabileceğini, bu tarz rahatsızlıkların mutlaka hekim kontrolünde tedavi edilmesi gerektiğini ifade etti.

Dr. Bedia Mutay Suntur (4)Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi eden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Bedia Mutay Suntur, “Grip virüsü sürekli mutasyon değiştirerek grip sezonunda karşımıza çıkmaktadır. Bu tarz vakalarda bol bol sıvı tüketilmesi, dinlenilmesi, el hijyeninin sağlanması, hastalığa yakalanmış kişilerle temastan kaçınılması, grip aşısı yapılması önleyici olabilmektedir” diye konuştu.

İNFLUENZA (GRİP) BULAŞICIDIR

1918 yılında İspanyol Gribinde milyonlarca kişinin ölmesiyle H1N1 virüsüne dikkat çekildiğini hatırlatan Dr. Mutay Suntur, “1957 yılında Asya Gribinden yine milyonlarca kişi H2N2 virüsünden, 1968 yılında Hong Hong’da milyonlarca kişi H3N2 virüsünden ölmüştür. 21. Yüzyılın pandemisi 2009 yılında H1N1 (domuz gribi) olarak değişik evreler yaşanmıştır. Türkiye’de 627, dünya genelinde 4572 ölüm vakası bildirilmişti. Domuz gribine yakalananlarda altta yatan herhangi bir hastalığa rastlanmadığı gibi bu virüsten en çok genç erişkin yaş grubu etkilendi. Salgın olan İnfluenza (grip) virüsünün çok sayıda alttipi bulunmaktadır. A tipi; hem insanlara hem de domuz, ördek, fok, at vb. hayvanları enfekte eder. B tipi; yalnızca insanları enfekte eder. İnfluenza (grip)’in özgül bir kliniği yoktur. Ateş, üşütme, titreme, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, şiddetli halsizlik, miyaleji gibi septomlar başlamadan bir gün öncesinden 10. Güne kadar hastalık bulaşıcıdır. İlk 2-3 gün en bulaşıcı gündür. Sağlıklı iken yapılacak grip aşısı hastalığa yakalanmayı önler. Yumurta alerjisi olan, 6 aydan küçük bebekler, gebeliğin ilk üç ayında ve kronik hastalığı olanlar hariç her kes aşı yaptırabilir” dedi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°