Güneş: Terörden AKP iktidarı sorumlu
Manşet Haber 25.08.2012 17:13:39 0

Güneş: Terörden AKP iktidarı sorumlu

Güneş: Terörden AKP iktidarı sorumlu

CHP Kocaeli Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Hurşit Güneş, komşularla yaşanan istikrarsızlık ve yaşanan terör olaylarından AKP iktidarını sorumlu tuttu. Hurşit Güneş, 'Suriye'nin içini karıştırdınız. Şimdi, 'Suriye bizim içimizi karıştırıyor' diye endişe duyuyorsunuz. Bunun Arapça'da bir karşılığı var, 'Men dakka dukka' derler. 'Bana yaparsan sana da yaparlar.' Yapmayacaksın' şeklinde konuştu.

Hurşit Güneş, CHP Adana İl binasında, Adana Milletvekili Ali Demirçalı, İl Başkanı Orhan Sümer ve partililerin de katıldığı basın toplantısında Türkiye'nin kötü yönetildiğini, bunun en önemli göstergesinin de terör olduğunu öne sürdü. CHP PM üyesi Hurşit Güneş '2002 yılında Türkiye'de terörden dolayı ölen asker sayısı 7, sivil sayısı 7, 2003 yılında terörden dolayı ölen asker sayısı 31, sivil sayısı 63. 2011 yılında ise ölen asker sayısı 162 sivil sayısı 50 oldu' dedi. Güneş, şöyle konuştu:

PAŞALI ÖRNEK VERDİ

'Bir tanesi askeri zaafiyet, yeterli güvenlik önleminin alınamaması. Demokratikleşmede yavaş hareket edilmesi. Bu sadece bu hükümetin kabahati değil, geçmiş hükümetlerin de kabahati vardır. Ama bu hükümet zamanında demokrasiden geriye gitme olmuştur. Burada konuşulanlardan dolayı yanlış bir söz söylersiniz, ya da çıkarken telefonunuzda çarpıtılabilecek bir söylemde bulunursanız, başınıza ne geleceği konusunda büyük endişe taşıyorsunuz. Zaten o endişeyi taşırsınız, çünkü Türkiye'nin ne önemli paşaları, 4 yıldızlı paşaları 2 yıldan fazla süredir suçunu bilmeksizin Silivri'de yatıyor. Dolayısıyla, Türkiye'de 4 yıldızlı generaller içeride yattıktan sonra, sade vatandaşın başına neler geleceği meçhul. Böyle bir Türkiye'de demokrasinin olmadığı, özgürlüklerin kısıtlandığı aşikar. Parlamentoda Türkiye'nin sorunlarının tartışma olanağı ortadan kaldırıldığında, tabii ki terör de azacaktır.'

'MEN DAKKA DUKKA'

Terör ile Suriye ve Türkiye'nin komşu ülkeleri arasındaki ilişkiyi irdeleyen Güneş, şöyle devam etti:

'Altını çizerek söylüyorum. 1 Mart tezkeresi sürecinde, müttefik güçlü ülkeye verdiğiniz sözü yerine getiremediniz diye 10 yıldır kendinizi affettirmek için Türkiye'nin aleyhine olan bölgedeki tüm politikalara 'evet' dediniz. Bölgede ne yazık ki, yanlış gelişmelerin de önemli aktörlerinden biri hali geldiniz. Suriye bunlardan bir tanesi. Suriye'nin içini karıştırdınız. Şimdi, 'Suriye bizim içimizi karıştırıyor' diye endişe duyuyorsunuz. Bunun Arapça'da bir karşılığı var, 'Men dakka dukka' derler. 'Bana yaparsan sana da yaparlar.' Yapmayacaksın. Bunu yapmamanın çok önemli olduğunu CHP'nin kurucusu söylemiş, 'Yurtta sulh, cihanda sulh' demiş. Bu çok önemli bir politika. İran ile kavgalısın. Niye? İran'a karşı İsrail'i korumak için Malatya'da füze kalkanı koydun. Suriye'de olanlar belli. Bölgede böyle politika izlerseniz, kendi ülkenizde de istikrarsızlık artar. Bunun bir sorumlusu var. Terörde gelinen noktada sorumlu olan hükümettir, gereğini de yapmalıdır. Biz yardımcı olabiliriz. Biz, 'Meclis'e gelin, oturalım, konuşalım, ne yapabiliriz?' diyebiliriz. Ama ona da gelmediler.'

TÜİK'E AĞIR ELEŞTİRİ

Hükümetin, Türkiye ekonomisini iyi yönettiğini zannettiğini ileri süren Güneş, şöyle devam etti:

'Televizyon kanallarında ekonominin kötü yönetildiğine dair bir tartışma göremezsiniz. Mevsimsel nedenlerle işsizlik yüzde 8'e düştü. Ekim alanları azalıyor ama tarımda çalışan sayısı ilginçtir TÜİK yükseltiyor. İnsanlar şehirden köye gidiyorlarmış, tarımda çalışıyorlarmış. Neden biliyor musunuz? Aksi takdirde işsizlik rakamları çok yüksek çıkacak da onun için. Oradan kaydırıyor kalemle bu tarafa. Böylelikle şehirde iş arayan sayısını düşürmüş oluyor. Abidik gubidik. İsmin ne? TÜİK. Böyle birşey olmaz. Bu çok büyük bir ayıp.'

SURİYE KONUSUNA AÇIKLIK GETİRDİ

'Terör olaylarının sorumlusu olarak sanki Suriye'yi gösteriyorsunuz?' diye soran bir gazeteciye yanıt veren Hurşit Güneş, şunları söyledi:

'Direk sorumlusu olarak açıklamadım. Bölgede izlenen politikaların, Türkiye'nin iç istikrarsızlığının bir nedenidir dedim. Bunu sayarken bir tek Suriye'yi saymadım. Bunu sayarken bizim güney doğumuzda bulunan diğer Müslüman ülkeleri, komşularımızı örnek olarak gösterdim. Irak ile ilişkilerimiz bozuldu. İran ile ilişkilerimiz kırılgan hale geldi. Suriye ile ilişkilerimiz bozuldu. Bölgenizde bu kadar bozuk komşu ilişkileriniz olduğunda sizin de iç dengesizlikleri yaşamanız doğaldır.'

İSTİHBARAT VURGUSU

Gaziantep'teki terör saldırısında bir istihbarat zaafiyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin soruyu da cevaplandıran Güneş, 'İstihbarat zaafiyeti olduğunu AKP'li milletvekili söyledi ve yurtdışından etkili bir siyasi isim de bunun altını çizdi. Sayın Cumhurbaşkanı da bunun böyle olmadığını söyledi. Kendi içlerinde bir karar versinler. İstihbarat zaafiyeti var mı yok mu? Varsa onun gereğini yapsınlar' diye konuştu.

SİLAHSIZ MÜZAKERE

CHP'nin iktidar olması halinde teröre karşı ne yapacağı sorulan Hurşit Güneş, şu açıklamayı yaptı:

'Herkes gelsin masaya. Demokrasiye, insan haklarına, barışa inanan silahsız herkes gelsin. Silaha karşıyız. Silahlı olanla müzakere olmaz. Ama silahsız olan herkesle bir çözüm bulma. Çözümü de ortaklaşa bulma konusunda müzakere yapılabilir. Bugüne kadar güvenlik önlemiyle 20 bin PKK'lı öldürüldü. Terör bitmedi. Her şehit haberi geldiğinde yüreğimiz yanıyor. Terörün çözümü için dış politikada önemli değişiklik yapacaksınız. Türkiye'nin bölgesel bütünlüğünü esas alan politika izleyeceksiniz. İçeride barışı güçlendirecek demokratikleşmeyi ilerleteceksiniz.'

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°