GÜNEŞ YÜREĞİR’İ ANMA SEMPOZYUMU
Manşet Haber 25.10.2021 01:08:52 0

GÜNEŞ YÜREĞİR’İ ANMA SEMPOZYUMU

GÜNEŞ YÜREĞİR’İ ANMA SEMPOZYUMU

Geçtiğimiz yıl vefat eden Çukurova üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güneş Yüreğir anısına anma sempozyumu gerçekleştirildi.
Mithat Özsan Amfisi’nde gerçekleştirilen sempozyuma Seyhan belediye Başkanı Akif Akay, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Gümürdülü, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer İnal, Organizasyon komitesi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Çürük, akademisyenler, öğrenciler ve Prof. Dr. Güneş Yüreğir’in yakınları katıldı.

Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sempozyumun açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Çürük, Prof. Dr. Yüreğir’in özgeçmişini katılımcılarla paylaştı.
Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer İnal ise, Prof. Dr. Yüreğir’in son tez öğrencisi kendisinin olduğunu hatırlatarak onun bıraktığı koltukta oturmanın bir gurur olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yüreğir ile olan anılarını da anlatan Prof. Dr. İnal, tıp tarihine ve Çukurova Üniversitesine yaptığı katkılardan dolayı Prof. Dr. Yüreğir’i şükranla andıklarını ifade etti.
Dekan Prof. Dr. Derya Gümürdülü ise, Prof. Dr. Yüreğir’in birçok öğrenci yetiştirdiğini ifade ederek yeni morfoloji binasındaki multidisiplin laboratuvarına Prof. Dr. Güneş Yüreğir’in isminin verileceğini duyurdu.
Prof. Dr. Nejat Akar, “İstanbul’un İşgalini Gördüm” başlıklı sunum yaptı. Sunumun ardından bilimsel programda 20 ye yakın bilimsel sözlü sunum gerçekleştirildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°