GÜRER: ÇİN’DEN İTHAL KESTANE GELİYOR
Manşet Haber 19.06.2020 17:33:26 0

GÜRER: ÇİN’DEN İTHAL KESTANE GELİYOR

GÜRER: ÇİN’DEN İTHAL KESTANE GELİYOR






CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesini yanıtlayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ülkemizde meyve veren kestane ağacı sayısının 2 milyon 114 adet, kişi başına kestane tüketiminin ise 0.6 kg olduğunu açıkladı. 





Cumhuriyet Halk Partisi Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üretimin yüksek olmasına rağmen ülkemizin kestane ithal etmesindeki tezatı soru önergesiyle Meclis gündemine getirdi. 





Gürer, soru önergesinde, “Ülkemizde tüketimi sağlanan kestane türlerinin yetiştiği ağaç sayısı ve illere göre dağılımı nedir? Bu tür kestane ağacının çoğaltılması için neler yapılmaktadır? Kestane ağaçlarının verimini artırmak amacıyla iyileştirme sağlanan ağaç sayısı kaçtır? Ülkemizde tespit edilen asırlık kestane ağacı sayısı ne kadardır? Kestane üretimimiz yüksek olmasına rağmen 2019’da Çin’den bin tonun üzerinde kestane ihracatının yapılmasının nedenleri nelerdir? Ülkemizin kestane talebini karşılayacak üretimin yapılamamasının nedenleri nelerdir?” şeklindeki soruların yanıtlanmasını istedi. 





Önergeye yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ülkemizde 2019 yılı TÜİK verilerine göre; meyve veren toplam kestane ağacı sayısının 2 milyon 114 bin 454, meyve vermeyen ağaç sayısının ise 451 bin 613 adet olduğunu açıkladı. 





BİRÇOK İLDE YETİŞİYOR





Bakan Pakdemirli, “Meyve veren kestane ağaçlarının iller bazında dağılımı; Aydın 740 bin 635, İzmir 370 bin 750, Bartın 194 bin 212, Sinop 157 bin 350, Kütahya 97 bin 460, Kastamonu 88 bin 777, Denizli 67 bin 571, Manisa 57 bin 425, Bursa 52 bin 697, Zonguldak 50 bin 518, Balıkesir 36 bin 690, Rize 32 bin 960, Çanakkale 28 bin 170 adettir” dedi. 





22 ADET KESTANE ÇEŞİDİMİZ VAR





Ülkemizde meyve fidanı üretiminin, “Meyve Fidanı ve Üretim Materyali Sertifikasyonu ile Pazarlaması Yönetmeliği” çerçevesinde yürütüldüğünü açıklayan Bakan Pakdemirli, bu kapsamda, “Meyve Tescil Listesinde” kayıtlı, 2 tanesi tohum anacı olmak üzere 22 adet kestane çeşidinin yer aldığını belirterek,  Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesince yeni tescil ettirilmiş ve üretim izni almış olan 3 çeşidin daha bulunduğunu ifade etti.





KESTANE ORMAN ALANIMIZ 89 BİN 941 HEKTAR 





Ülkemiz genelinde 89 bin 941 hektar kestane orman alanının bulunduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, “ Tohum transfer rejonlaması dikkate alınarak hazırlanan üretim programı çerçevesinde, ülkemizde yılda ortalama 1 Milyon 300 bin adet kestane fidanı üretilmektedir.





Bakanlığımız, Orman Genel Müdürlüğümüzce (OGM), kestane ormanlarının iyileştirilmesi, geliştirilmesi, hastalık ve zararlılar ile mücadele edilmesi, mevcut kestane sahalarından azami seviyede faydalanılarak kırsal alanda yaşayan vatandaşlarımızın refah düzeylerinin yükseltilmesi, köyden kente göçün azaltılması, orman halk ilişkilerinin iyileştirilmesi ve ülke ekonomisine katkı sağlaması gayesi ile 2013-2017 yıllarını kapsayacak şekilde ‘Kestane Eylem Planı’ hazırlanmış, alınan olumlu neticeler sonucu bu planın uygulamasına devam edilmiştir.





OGM Kestane Eylem Planı doğrultusunda, Anadolu kestanesinin doğal olarak yayılış gösterdiği Amasya, Artvin, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Giresun, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kütahya, Muğla, Sakarya, Trabzon, Zonguldak Orman Bölge Müdürlüklerimizde toplam 788.770 dekar alanda yenileme, bakım, rehabilitasyon, aşılama, hastalıklar ile mücadele çalışmaları gerçekleştirilmiştir” diye konuştu. 





İTHAL EDİLEN KESTANELER…





Bakan Pakdemirli, “Ülkemiz ormanlarında bulunan kestane potansiyelimiz ekonomimize kazandırılmıştır. OGM’ce envanter ve planlama çalışmaları neticesinde toplam 74.896 hektar alanda 29.982 ton faydalanılabilir kestane bulunmakta olup çalışmalar devam etmektedir.





Kestaneye dayalı endüstri ihracata yönelik çalışmaktadır. Bu nedenle ham olarak ithal edilen kestane ülkemizde işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülüp yurt dışına ihraç edilmektedir” açıklamasında bulundu. 





KİŞİ BAŞINA TÜKETİM 0.6 KG…





Kestanede kişi başı tüketimin 0,6 kg olduğunu kaydeden Bakan Pakdemirli, kendine yeterlilik oranı ise yüzde 123 olduğunu belirtti.





CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Kendine yeterlilik oranı %123 olan bir ürünün neden ithal edildiği anlaşılamaz bir durumdur. Halen ülkemize, farklı ürünlerin 126 değişik ülkeden ithalatı yapılmakta ve ülkedeki dövizimiz yabancı çiftçilere aktarılmaktadır. Ne gerekçe ile olursa olsun, ürün fazlalığı olduğu söylenen bir ürünün ithal edilmesinin haklı bir nedeni ve gerekçesi olamaz. Çin ve diğer ülkelerden kestane ithalatı son yıllarda önemli artış göstererek, 2019 yılında 2362 ton olmuştur.  Kestane ithalatına toplam olarak 1.7 milyon dolar ödenmiştir. Çin dışında Bosna-Hersek, İspanya, İtalya, Özbekistan ve Yunanistan’dan da kestane ithalatı yapılmaktadır. Fazlası var denen ürün neden ithal edilir? ” diye konuştu.





NİĞDE’DE  KESTANE AĞACINA KORUMA





CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Niğde’de bulunan en az 500 yıllık kestane ağacının da korunması için verdiği mücadele sonuç verdi. Niğde’nin Bor ilçesi Balcı(Cücü) köyündeki  kestane ağacı Bakanlık tarafından korumaya alındı. Anıt ağacın ürünleri köylüler tarafından her yıl toplanıyor. Gürer, “Kestane, birçok farklı ilde dahi yetişirken, ithal edilmesi düşündürücüdür” dedi.





YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°