GÜRER; “İŞSİZLİK  PATLADI”
Manşet Haber 7.10.2018 10:42:05 0

GÜRER; “İŞSİZLİK PATLADI”

GÜRER; “İŞSİZLİK PATLADI”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşayan ülkemizde, artan işsizlik sorununu Meclis’e taşıdı. Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığına soru önergesi yönelten Gürer, “İşsizliğin önüne geçebilmek için Bakanlığın bir çalışması var mı” diye sordu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, anormal bir şekilde artan döviz kurları ve enflasyon, her gün art arda gelen zamlar ve buna bağlı olarak yükselişe geçen işsizlik sorununa dikkat çekmek amacıyla TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, son iki yılda işini kaybedenlerin sayısını sordu.
İşini kaybedenlerin sektörlere göre dağılımı, bunlara işsizlik ödeneği verilip verilmediği, Niğde’deki işsizlik oranının açıklanmasını isteyen Gürer, Çalıma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde, “Türkiye genelinde iller ve ilçelere göre işsizlik oranına ilişkin yapılan bir çalışma var mıdır? Var ise sonuçları nelerdir? Daha fazla istihdam yaratılması ve işsizliğin önüne geçilmesi için Bakanlığınız nezdinde yürütülen bir çalışma var mıdır? Bu çerçevede uygulamaya konulması düşünülen yeni bir istihdam teşvik paketi bulunmakta mıdır? Varsa ne zaman uygulamaya konulması planlanmaktadır?” şeklindeki sorulara da yanıt aradı.
CHP Milletvekili Gürer, Türkiye’de resmi verilere göre 6 milyondan fazla işsiz olduğuna dikkat çekerek, işsizler arasındaki genç nüfus oranının ise yüzde 25’lere çıktığını belirtti.
Yaklaşık 1 milyon üniversite mezununun iş bulamadığını kaydeden Gürer, “Son zamanlarda artış gösteren enflasyon, döviz kurlarındaki yükseliş, işyerlerinin kapanmasına neden oluyor. Pek çok firma konkordato ilan ediyor, büyük şirketler iflas ediyor. Zaten var olan işsizlik sorunu, son aylarda baş gösteren ekonomik dalgalanmalar nedeniyle daha da artıyor. Böyle bir ortamda iktidarın, bu sorunun çözümü için ne gibi bir çalışma yürüttüğü de merak ediliyor. İlgili bakanlığın, işsizlik sorununun çözümüne yönelik bir çalışması var ise bunun açıklanması en azından, iş bekleyen milyonlarca işsiz için bir umut olabilir diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°