HANİFE KUŞ’UN İKİNCİ KİTABI OKURLARIYLA BULUŞTU
KÜLTÜR-SANAT 7.10.2025 18:20:00 0

HANİFE KUŞ’UN İKİNCİ KİTABI OKURLARIYLA BULUŞTU

A. Hanife Kuş, ikinci kitabı QAFE ile Çerkes geleneğini, çocukluk hafızasını ve kadın direnişini kelimelere döküyor. Dans, müzik ve ritim üzerinden bir halkın ve bireyin iç yolculuğunu anlatıyor.

Kuş, “QAFE, Çerkeslerin halk danslarından birinin adı. Bu danslar arasında Şeşen, Zefaklu, Absuva gibi pek çok örnek var. Fakat QAFE’yi diğer danslardan ayıran, hem müziği hem de felsefesi. Genellikle iki aşık genç tarafından sergilenir ve bir dansın ötesinde, Çerkeslerin anayasası sayılan Xabze çerçevesinde yaşatılan bir geleneği, bir yaşam felsefesini taşır. Ben bu geleneği, acıyı, yok oluşu, ölümleri; bu müziğin ritmi ve sesiyle dünyaya duyurmak istedim.”

Röportaj: Vahit Şahin:

 Hanife Hanım, sizi kısaca tanıyalım.

A. Hanife Kuş: Aslen Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesindeyim, bir sürgün çocuğuyum. Köklerim Kuzey Kafkasya’nın Kabardey Cumhuriyeti’nden geliyor. Bu nedenle sürgün hikâyeleri, çocukluğumdan beri kulağıma bir fısıltı gibi sinmiştir. Öğretmenim, anneyim ve kelimelerin şifa gücüne inanan bir yazarım. İlk kitabım Söz, kadının içsel sesi üzerineydi. Şimdi ise ikinci kitabım QAFE ile köklerimin acısına, Çerkes geleneğine ve hafızasına dönüyorum.

Vahit Şahin: QAFE nasıl bir kitabın sonucu olarak doğdu?

A. Hanife Kuş: Çocukluğum küçük bir Çerkes köyünde geçti. İçine doğduğum bu kültürle; cenazelerin, yemeklerin, düğünlerin kokusu ve dokusu; Türk ve Çerkes kökenli insanların bir arada yaşadığı, insanlık onurunun en yüce biçimde belleklere kazındığı bir ortamda büyüdüm. Uzun kış gecelerinde köyümüzün elektrikleri kesildiğinde gaz lambalarımızı yakar, büyüklerimiz pşine çalardı; bizi dizlerinin dibine oturtup sürgün hikâyelerini, geride kalan dost aileleri anlatırlardı. İşte QAFE, buradan doğdu. İçimde kuşaklar boyunca taşınan bu suskunluğun, acıların ve ritimlerin bir sonucu olarak kelimelere aktı.

Vahit Şahin: Romanın adını neden “QAFE” koydunuz?

A. Hanife Kuş: QAFE, Çerkeslerin halk danslarından birinin adı. Bu danslar arasında Şeşen, Zefaklu, Absuva gibi pek çok örnek var. Fakat QAFE’yi diğer danslardan ayıran, hem müziği hem de felsefesi. Genellikle iki aşık genç tarafından sergilenir ve bir dansın ötesinde, Çerkeslerin anayasası sayılan Xabze çerçevesinde yaşatılan bir geleneği, bir yaşam felsefesini taşır. Ben bu geleneği, acıyı, yok oluşu, ölümleri; bu müziğin ritmi ve sesiyle dünyaya duyurmak istedim.

Vahit Şahin: Kitabınız hangi yayınevinden çıktı ve süreç nasıl ilerledi?

A. Hanife Kuş: QAFE, The Replika Yayınevi’nden çıktı. Yayıneviyle çalışmak, kitabın ruhunu doğru yansıtmak açısından çok değerliydi. Onların desteğiyle hem Çerkes kültürünü hem de kadın hafızasını okuyucuya en doğru biçimde ulaştırabildik. Bu süreç, kitabın hem içerik hem de estetik olarak hak ettiği şekilde sunulmasını sağladı.

Vahit Şahin: Kitabınızda hem tarihsel derinlik hem de şiirsel bir dil var. Bu bilinçli bir tercih miydi?

A. Hanife Kuş: Evet. Çünkü tarih kayıt tutar, ama kalp hatırlar. QAFE’nin dili, hem bir halkın hem de bir kadının nefesini hissettirecek bir hatırlama dili olmalıydı. Her cümlede bir ritim, bir sessizlik ve bir iç yolculuk var.

Vahit Şahin: QAFE’de kadın figürü çok güçlü. Bu temayı özellikle mi öne çıkardınız?

A. Hanife Kuş: Kesinlikle. Tarih boyunca savaşları, göçleri, acıları taşıyan kadınlardır. QAFE’deki kadınlar hem kaybeden hem de direnen figürler; saçlarını Karadeniz’e bırakan, ama yüreklerini hiç bırakmayan kadınlar. Onlar aynı zamanda kültürün ve geleneğin taşıyıcısıdır.

Vahit Şahin: Yazarlık sizin için ne ifade ediyor?

A. Hanife Kuş: Yazmak, bir hafıza borcu ve şifa biçimi. Her kelimeyle hem kendimi hem geçmişi onarıyorum. QAFE, hem bir halkın hem de bir annenin iç sesi; yitip gidenlerin hatırasını ve unutulmuş ritimleri dünyaya taşımak gibi bir görev.

Vahit Şahin: Okurlarınıza nasıl bir duyguyla ulaşmak istiyorsunuz?

A. Hanife Kuş: QAFE’yi okuyan herkes kendi içindeki kaybı ve geleneği hissetsin isterim. Hepimizin bir şekilde yerinden edilmiş yanları vardır. Önemli olan, o sürgünden sonra içimizde kalan toprağı, geleneği ve hatıraları yeniden yeşertebilmektir.

Vahit Şahin: Yeni projelerinizden de biraz bahseder misiniz?

A. Hanife Kuş: Üçüncü kitabım üzerinde çalışıyorum. Bu kez daha metafizik, daha içsel bir yolculuğa yöneleceğim. Ama temam hep aynı: insanın kendine ve köklerine dönüşü. Çünkü bence her yolculuk, sonunda kalbe ve hafızaya varır.

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

27.1° / 19.9°