Adana’da Hayvan severlerden eylem
Manşet Haber 16.02.2014 13:45:07 0

Adana’da Hayvan severlerden eylem

Adana’da Hayvan severlerden eylem

AdanaAdana Sokak Dostları Derneği & Patisev Hayvan severler Grubu Sözcüsü Dr. Hakan Eren, hayvanlara yönelik şiddet olaylarını kınadıklarını, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapmak üzere hazırlanan ve Mecliste bekleyen tasarıların geri çekilmesini veya hayvanların yaşam haklarına uygun bir şekilde düzenlenmesini  istediklerini söyledi.

Seyhan Nehri Kıyısındaki Merkez Parkta hayvanları ile birlikte toplanan Adanalı Hayvan sevenler taşıdıkları pankartlarla uygulanan şiddet olaylarını kınadı. Çeşitli sloganlar atan hayvan severler, TBMM’nde bekleyen yasa tasarısının da çıkarılmamasını istedi.

Adana Sokak Dostları Derneği & Patisev Hayvan severler Grubu Sözcüsü Dr. Hakan Eren yaptığı açıklamada, günümüzde artık insanlar içinde güvenli olmayan dünyamızda, hayvanların  daha fazla zarar gördüğüne dikkat çekerek şöyle konuştu:
Dr.Hakan Eren“Mevcut 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili verdiğimiz  mücadele, yasayı dikkate almayan  yetkililer tarafından görmezden gelinmektedir. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapmak üzere Orman ve Su işleri Bakanlığınca Meclise sunulan tasarı, hala Mecliste beklemektedir. Yasalaşmasını  istemediğimiz bu tasarının; hayvanlar için “gerçek bir koruma” olmaktan çok, hayvanların sosyal hayattan tamamen uzaklaştırılmalarına neden olacak bir yaptırım olacağı kesindir.

Bizler Sokak Dostları Derneği ve Patisev Hayvan severler grubu olarak;

- Sokak hayvanlarının uyutulmasına izin veren yasanın kabul edilmesini engellemenin sadece hayvan hakları açısından değil insanların daha medeni bir ortamda yaşaması açısından da önemli olduğunu düşünüyoruz.

Adana- Hayvanların canlılara yakışır yaşam koşullarının sağlanmasının bir insanlık görevi olduğuna ve bu ideal ortamın yaratılmasında sadece  Hayvan severlerin değil tüm insanların sorumlu olduğuna inanıyoruz.

- Yasa dahilinde hayvanların uygunsuz bir şekilde doğadan uzaklaştırılmasının, birçok bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış doğal yaşam döngüsünü bozacağını ve bunun insanlar içinde sağlık sorunları yaratacağını biliyoruz.

- Hayvanlara yapılan şiddetin insanlar içinde  tehdit   oluşturduğu bir gerçektir.  Bu nedenle hem insanların hem de hayvanların canlıya yakışır yaşam koşullarının sağlanması açısından hiç bir şiddet cezasız kalmamalıdır. Hayvanlara yapılan şiddette para cezasından daha büyük bir cezayı gerektirmektedir.

- 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapmak üzere hazırlanan ve Mecliste bekleyen tasarıların geri çekilmesini veya hayvanların yaşam haklarına uygun bir şekilde düzenlenmesini  istiyoruz.

Tüm canlıların yaşam haklarının yasalarla sıkı sıkıya korunduğu, Hayvanına ve İnsanına maksimum değerin verildiği bir Ülkede yaşamayı görmek için  gereken mücadeleyi vermeye hazır olduğumuzu ile paylaşıyoruz. “Adana Adana

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°