ADANA’DA HEDEF TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK OSB’Sİ OLMAK
EKONOMİ 23.03.2024 22:06:00 0

ADANA’DA HEDEF TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK OSB’Sİ OLMAK

Halen üçte ikisi kullanılan 22 milyon metrekare alana sahip Adana OSB’de, 6 milyon metrekarelik alan daha iki yılda devreye girecek. Önümüzdeki beş yılda 500 milyon dolarlık yatırım yapılacak bölgede, 30-35 milyon metrekarelik gen

Halen üçte ikisi kullanılan 22 milyon metrekare alana sahip Adana OSB’de, 6 milyon metrekarelik alan daha iki yılda devreye girecek. Önümüzdeki beş yılda 500 milyon dolarlık yatırım yapılacak bölgede, 30-35 milyon metrekarelik genişleme alanında da son aşamaya gelindi. AOSB’nin hedefi 50 milyon metrekareyi geçerek Türkiye’nin en büyük OSB’si olmak.

Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde (AOSB) önümüzdeki beş yılda 500 milyon dolarlık altyapı yatırımı yapılacak. Türkiye’nin en büyük OSB’si olma hedefiyle 6 milyon metrekarenin daha sanayicilere açıldığı bölgenin global üretim üssü olması hedefleniyor. 

AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, yakın, orta ve uzun vadeli hedeflerini EKONOMİ Adana Bölge Müdürü Selçuk Altun’a anlattı. 50 yıldır faaliyet gösteren AOSB’nin son 30 yılda sanayicilerin yoğun talebi ile karşılaştığını belirten Akpınar, “Bu sene bizim yatırım yılımız olacak” dedi. 

Türkiye ve dünyadaki konjonktürel hareketlerin, önümüzdeki süreçte Adana’ya ilgi olacağını işaret ettiğini söyleyen Akpınar, “Çukurova, yatırım açısından cazibesini koruyor. Daha tam olarak keşfedilmemiş ama potansiyeli hayli yüksek bir kent, bir hinterlant. Tarımı, ticareti, sanayisiyle dünyanın sayılı şehirleri arasında olabilecek potansiyele sahip. Önümüzdeki süreç içerisinde gerek Türkiye’den gerek dünyadan yatırımların Çukurova bölgesine gelebileceğine dair herhangi bir şüphe yok” diye konuştu. Bölgeye uluslararası ilginin arttığını anlatan Akpınar,  “Geçtiğimiz günlerde Rus heyeti, sanayi ve teknoloji bakan yardımcıları geldi, istişare etme fırsatı bulduk. Bölgeye gelme istekleri var” ifadesini kullandı. 

Bu yöndeki gelişmelere hazırlıklı olmak gerektiğini söyleyen Akpınar, “Nihayetinde bir pazarda ürününüz varsa, alıcısı mutlaka olur. Önemli olan onu pazara çıkartabilmek. Bizim pazara çıkartabilecek ürünümüz, arsaların altyapıları ile beraber hazırlanması. Bize düşen görev temelde budur” dedi. AOSB’nin yaklaşık üçte ikisi kullanılan 22 milyon metrekare alanı bulunduğunu aktaran Akpınar, “Kalan üçte birlik kısmın, 6 milyon metrekarenin, hazırlıklarını tamamladık, kamulaştırma süreçlerini bitirdik. İki yıl içerisinde altyapılarıyla beraber tamamlanmış olacak. Zaten bu arsaların tamamı ön tahsis yöntemiyle sanayicilere teslim edildi” bilgisini verdi.

Türkiye’de birçok sanayi bölgesinin, şehir içinde kalmış olması nedeniyle genişleme olanağı bulunmadığına dikkat çeken Akpınar, şöyle konuştu: “Bu manada OSB’miz daha avantajlı. 30-35 milyon metrekarelik alanı daha bünyemize katmaya çalışıyoruz, son aşamadayız. Önümüzdeki 20 yılın ihtiyacını karşılayabileceğiz. Bunlar çok büyük alanlar. Türkiye’nin en büyük alanına sahip OSB’si olacağız.”

“10 yıllık elektrik, 30 yıllık su ihtiyacı hazır”

AOSB’nin elektrik, doğalgaz, atık su, kullanma suyu gibi altyapı olanaklarına değinen Akpınar, şunları kaydetti:

“Bizim altyapılarımız Türkiye’deki sanayi bölgeleri açısından oldukça avantajlı. İkinci trafo merkezimizi açtığımızda önümüzdeki on yılda elektrikte kapasite sorunu yaşamayacağımızı öngörüyoruz. Su ve atık su hizmetlerinde 30 yıllık ihtiyacı karşılayacağımızı düşünüyoruz. 90 bin metreküp olan atık su kapasitemize 80 bin metreküp daha ekleyeceğiz. Altyapı konusunda önümüzdeki beş yılda 500 milyon dolarlık yatırım planımız var. Kadın istihdamının artması için anaokulunun yılsonunda tamamlanması bekleniyor. Uluslararası yatırımcıları misafir edeceğimiz otel ve ofis projelerimizi hazırlıyoruz. Yeni restoran ve ticaret merkezimizi bu yıl ihaleye çıkarmış olacağız. Hastanemizi inşa etik, günlük 500 hasta hizmet alıyor. OSB’ye ulaşımda sorunlar yaşanması nedeniyle, sosyal konut projesi hayata geçiriyoruz. 500 konutu projelendirip gelecek sene temellerini atmayı öngörüyoruz. Meslek lisemiz, meslek yüksekokulumuz var. OSB’de resmi olarak çalışan sayımız 42 bin 500 civarında. Sirkülasyonlarla beraber anlık olarak 50 bin civarında olduğunu söyleyebiliriz.”

Çinli firmalar atıktan enerji tesisi kuracak

AOSB’de atıktan enerji üretimine yönelik çalışma yaptıklarını açıklayan Akpınar, “Çinli firmalar ile görüşme halindeyiz. OSB’yi, çevreye duyarlı ve atıklarını bertaraf edebilen, aynı zamanda enerji üretebilen bir bölge haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

 

 


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°