AFFETMEK DUYGUSAL YÜKLERİNİZİ HAFİFLETİYOR
Manşet Haber 25.02.2019 18:44:42 0

AFFETMEK DUYGUSAL YÜKLERİNİZİ HAFİFLETİYOR

AFFETMEK DUYGUSAL YÜKLERİNİZİ HAFİFLETİYOR






Kişinin
geçmişte yaşadığı travmalar, haksızlıklar, başarısızlıklar ve hayal
kırıklıklarının çözülmemesi halinde bunların kişide ağır bir yüke dönüştüğünü
belirten psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Her bir travma, kişinin
sırtında bir çuval gibidir. Bunların çözümünü başarabilirsek o yükü
çuvalımızdan atmış oluyoruz” dedi. Affetmenin çuvalı hafifletmede etkili bir
yöntem olduğunu belirten Tarhan, “Burada bütün iş sorun odaklı değil çözüm
odaklı düşünmek, negatife değil pozitife odaklanmak” tavsiyesinde bulundu.





Üsküdar
Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, affetmenin kişiyi
duygusal yüklerinden arındırdığına dikkat çekti. “Affetmemeyi biz sırtında
çuval taşımak olarak düşünüyoruz” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları
söyledi:





“Bir
insan geçmişinde haksızlığa uğramıştır, bir travma yaşamıştır, bir şok yaşantı
yaşamıştır, birilerine çok kızıyordur. Bu kızma duygusu, o kişide öfke
uyandırır, depresif ruh hali uyandırır ve diğer taraftan da yakınmacılık
uyandırır. Bakıyorsunuz, çevrede hep halinden şikayet eden, devamlı yakınan
kişiler var, onların geçmişini araştırdığımız zaman çözülmemiş travmalar
vardır. Her bir travma da kişinin sırtında bir çuval gibidir. Nasıl bu çuval
bizim hareket alanımızı kısıtlıyor, yürümemizi engelliyor, performansımızı
düşürüyorsa, zihinsel performansımızı duygusal performansımızı da etkiliyor.
Affetmediğimiz ya da çözemediğimiz daha doğrusu, muhakkak affetmek gerekmiyor
travmaları çözmek önemli. Çözemediğimiz travmalar, haksızlıklar, insanlar
arasındaki ilişkide şok yaşantılar, hayal kırıklıkları etkiliyor. Bunların
çözümünü başarabilirsek o yükü çuvalımızdan atmış oluyoruz ve yükümüz
hafifliyor, rahatlıyoruz ve hareket alanımız genişliyor.”





Affetmeden
önce kabullenmek gerekiyor





Öfkeli
mizaçlı, gergin ve hiç rahatlamayan kişilerin zihin dünyalarında hep böyle
yükler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Bu kişiler, bu yükleri nedeniyle
rahat olamazlar, bir hedefe gidemezler. Burada affetmeden önce bir şey
gerekiyor. Kabullenmek gerekiyor, gerçeği kabullenmek. Yani affetmenin bir
önceki adımı, gerçekleri kabul etmek. Bazı durumlarda affedemeyebilirsiniz ama
gerçekleri kabul edebilirsiniz. Mesela sadakatsizlikler var, nasıl
affedeceksiniz? Böyle affedilemeyecek durumlarda, kişi kabullendiği zaman,şöyle
bir akıl yürütme işe yarıyor: Çaresi varsa gereğini yaparım üzülmeye değmez.
Çaresi yoksa üzülsem de sonuç değişmeyeceği için yine üzülmeye değmez. Çünkü
üzülsen de sonuç değişmeyeceği için kendini yiyip bitiriyorsun, böyle
sırtınızda yük taşıyıp durursunuz” diye konuştu.





Duygularınız
hakkında düşünün





Kişinin
haksızlığa uğradığını düşündüğü anda hissettiği ilk duygunun öfke olduğunu
belirten Prof. Dr. Tarhan, “Mesela biri size bir haksızlık yaptı ya da patron
herkesin içinde sizi kötü duruma düşürdü böyle bir durumda hemen sinirlenip işi
terk etmek veya dava açmayı düşünmek yerine öncelikle duygularınız hakkında
düşünmeniz gerekir. Böyle durumlarda hissettiğimiz duygu genellikle öfke
oluyor. Kişi hangi ilkesinin, prensibinin, kuralının zarar gördüğünü düşünürse;
olayın yüzde kaçına ben sebep oldum, yüzde kaçına karşı taraf sebep oldu diye
bir analiz yapar, duyguları hakkında düşünce üretirse bir adım ilerlemiş olur.
Düşünce ürettikten sonra muhtemel çözüm yollarını da düşünür. A planı, B planı,
C planı gibi ve bu çözüm yollarından birine karar verir ve artık geriye dönüp
bakmaz. Kişi bunu yaparsa sorun çözme stili geliştirmiş olur. Eğer olay
değiştirilemeyecek gibiyse, ortada kırgınlık, haksızlık varsa kişiye ‘Neden
bunu yaptın?’ gibi sorular sormak, üstüne gitmek anlamsız ve faydasızdır.
Kişinin kabullenici olması aklın gereğidir. Kişi, kabullenmeden sonra o kişiyi
affederse affettiği kişiye 2 hediye vermiş olur, kendisi de 4 hediye kazanır”
diye konuştu.





Onur
hislerle korunmaz, akılla korunur





Öfke
anında kişinin onurunu korumak istediğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan,
“Gururumuz zedelendi ancak gururumuzu hislerimizle koruyamayız, akılla koruruz.
Böyle durumlarda ‘Benim onurum kırıldı, herkes içinde mahcup oldum, bunu
affedemem o halde istifa ediyorum’ demek akıllıca bir hareket değildir. Böyle
bir durumda ‘Onurum kırıldı, neden kırıldı? Benim güçlü yönlerim nedir, zayıf
yönlerim nedir?’ diye kişi kendisine SWOT Analizi yapmalıdır. Bu durumun neden
yaşandığını, onurunu kıran kişiyle yüzleşmesi gerekir mi diye kendine
sormalıdır” dedi.





İyi
iş birliği kurmak, 21. yüzyıl değeridir





Affetmenin
bir erdem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, “Affetmek bir erdemdir ve bunu
yapmak kolay değildir. Affeden kimse iki eylem gerçekleştirmiş oluyor ve
aslında karşı tarafa ‘Ben senin için kendi hakkımdan feragat ediyorum, aslında
ben senin düşmanın değilim’ diyor.





Karşı
tarafla aramızda bir zıtlaşma var, iş yerinde böyle durumlar çok yaşanır böyle
durumlarda bir kimse eğer yapılan bir yanlışı affederse ‘Ben senin düşmanın
değilim’ diye bir hediye veriyor. İkincisi de ‘Senin için hakkımdan vazgeçtim’
diyor. Karşı tarafta savunma duygusu yerine suçluluk ve pişmanlık duygusu
uyanıyor. ‘Ben buna bu haksızlığı yaptım ama bu kimse yine üstün çıktı, erdem
gösterdi, beni affetti’ diyor. Kötücülse eğer rahatsız oluyor, iyicilse güven
oluşuyor. Bu sevgiyi arttırır, saygıyı arttırır, güveni arttırır ve ilişkide
korkuyu azaltır. Bu da 21. yüzyıl değeri, iyi iş birliği kurmaktır. İyi iş
birliği kurabilmeyi başarmak bu çağın en büyük sermayesidir, sosyal sermayedir.
İyi işbirliği kurabilen kişiler bu çağda ilerleyebilecekler yani tek başına
kahramanca girişimcilikler olmuyor” diye konuştu.





Pişmanlık
hissetmek kazanımdır





Pişmanlık
duygusunun kişinin özeleştiri yapabildiğini ve kendini sorgulayabildiğini
gösterdiğini ifade eden Tarhan, “Bu durum kişi için %50 avantajdır. Pişmanlık
duyabilmek bir erdemdir. Bazı insanlar aynı hatayı yapar ve hiçbir pişmanlık
hissetmez, pişmanlık hissetmek insan için %50 kazanımdır, gelişecek demektir.
Böyle durumlarda kişinin ikinci adımı atması gerekiyor, kabullenip de bunu
devamlı taşırsa sırtında yük olur. Böyle durumlarda duygulardan sonra düşünce
üretmek gerekiyor, bazı insanlar hisleriyle düşüncelerini karıştırıyorlar.
Hislerimiz, pişmanlıktır. ‘Bu pişmanlık denen olayı neden yaptım? Bu olay bana
ne öğretti?’ diye sormamız gerekli” dedi.





“Travmaları
kültür olarak mumyalayıp evde devam ettiriyoruz”





Sorun
odaklı değil çözüm odaklı olunması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan,
“Sorun belli, pişmanlık duygusu. Birinin kalbini kırdım, bir hata yaptım,
sınavı kaçırdım. Bu durumda ‘Bu bana ne öğretti?’ diye sormak lazım. Hayatta,
başarısızlıklar çok önemlidir çünkü başarısızlıklar cömerttir ancak başarı
cömert değildir, başarı bir şey öğretir ancak başarısızlık çok fazla şey
öğretir. Hayatta baktığımızda, ilerleme göstermiş insan hatalarından ders
alabilen insandır. Hayatta öyle gizli bir yasa var ki, zorluklar başarı
getiriyor, konfor içinde başarı olmuyor, potansiyel hep baskılı ortamlarda
ortaya çıkıyor, rahat ve konforlu ortamlarda potansiyel ortaya çıkmıyor.
Yaşanan baskılar potansiyeli ortaya çıkartıyor, bu yüzden pişmanlığı nasıl
kazanıma çevirmemiz gerektiği üzerine odaklanmak gerekli. ‘Bu bana bunu
öğretti’ denmeli. Hatta yazmalı, zihninde tekrar tekrar yaşamamalı. Tekrar
tekrar düşünüldüğünde insan 10 sene önce olmuş olayı dün olmuş gibi tekrar
tekrar yaşar. İnsan bu olayları unutmamakta haklıdır ama bununla ilgili
mantıksal çözümü üretip konuyu değiştirmelisiniz. Bunu yapamazsanız o sizin
beyninizde yük olarak devam eder. Biz travmaları kültür olarak mumyalayıp evde
devam ettiriyoruz oysaki minyatürize etmemiz ve hayatımıza devam etmemiz
gerekir” tavsiyesinde bulundu.





Negatiften
ders alalım





Prof.
Dr. Nevzat Tarhan, affetmeyle ilgili tavsiyelerini şöyle sıraladı: “Burada
bütün iş sorun odaklı değil çözüm odaklı düşünmek, negatife değil pozitife
odaklanmak. Negatiften ders alalım ama pozitife odaklı ilerleyelim ve küçük
şeylerden mutlu olmayı başarabilelim. Ayrıca ne yaptığımız değil, nasıl
yaptığımız da çok önemli. Diğer insanlarla sağlıklı iletişim kurabilmek için
önce kendimizle iletişim kurmalıyız.”



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

32.1° / 19.2°