Manşet Haber 6.08.2019 19:26:31 0

'AYÇİÇEĞİ ÜRETİCİSİ TÜCCARIN İNSAFINA TERK EDİLDİ'

'AYÇİÇEĞİ ÜRETİCİSİ TÜCCARIN İNSAFINA TERK EDİLDİ'



TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Doğan, hasadı devam eden ayçiçeğinin kilo taban fiyatının açıklanmadığını bu nedenle üreticinin tüccarın insafına terk edildiğini söyledi.
Türkiye'de 795 bin 215 hektar alanda 2 milyon ton ayçiçeği hasadının yapıldığını, bu üretimin 195 bin tonun Adana'da gerçekleştiğini belirten Doğan, kentte ortalama verimin dönümde 323 kilo olduğunu ancak bu yıl beklenen verimin 160 kilo olduğuna dikkat çekti. Üreticinin sene başında ne ekeceğini bilemediğini bu nedenle az masraflı ürünlere yöneldiğini belirten Doğan şöyle konuştu:
'Bu senenin başında ne ekeceğini şaşıran ve üretim planlamasını daha az masraflı ürün ekmek en iyisidir, düşüncesiyle yapan çiftçi, üretim maliyetlerinin düşük olduğunu düşündüğü ayçiçeği tarımına yöneldi. Bu yönelim buğday ekim alanlarını azalttı. Fakat işler umulan gibi olmadı. İklim şartları bitki koruma ürünlerinin maliyetini artırdı ve verim ortalaması 160 Kg/da olarak gerçekleşti. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesinin Tarla Bitkileri komisyonunun yapmış olduğu maliyet analizinde ayçiçeğinin kilo maliyetinin 2,21 TL olduğunu, üretici karı ilavesi ile 2,65 TL/Kg olduğu tespit edilmiştir. Henüz, hükümet bir fiyat açıklamamıştır. Üretici tüccarın insafına terk edilmiştir. Tüccar ayçiçeğini 2,25 TL den satın almaktadır.'
SİYASİ İRADEYİ TARIMA VE ÇİFTÇİYE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUZ
Ayçiçeği üreticisinin yaşadığı sorunu mısır üreticisinin de yaşamak istemediğini söyleyen Doğan sözlerine şöyle devam etti:
'Üreticimiz, 'ne eksem olmuyor, ne eksem zarar ediyorum en iyisi ekmemek' diye düşünüyor. Mısır hasadı da yaklaşmaktadır. Mısır fiyatları da henüz açıklanmadı. Aynı hüsranı mısırda da yaşamak istemiyor üreticimiz. Tarım ve çiftçinin piyasanın acımasız koşullarına terk edildiği bilinmektedir. Siyasi iradeyi tarıma ve çiftçiye sahip çıkmaya davet ediyoruz. Maliyetler düşürülmedikçe, çiftçi desteklenmedikçe bu fiyatlarla, bu planlamayla çiftçinin üretime devam etmesi mümkün değildir.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°