CHP
Manşet Haber 18.03.2020 19:52:36 0

CHP'Lİ BELEDİYEDE AYTAÇ DURAK AKLI MI?!

CHP'Lİ BELEDİYEDE AYTAÇ DURAK AKLI MI?!




CHP'li Adana Büyükşehir Belediyesi'nin Stratejik Plan'ında Adnan Menderes, Ali Sepici ve Aytaç Durak gibi CHP ve CHP'lilerin hayatları boyunca mücadele ettiği isimlere 'güzelleme' yapılması ne anlama geliyor?





Bu konuya devam edeceğim. Ama bunun için de fikri sınırları netleştirmemiz gerek.





Ülkemizde iki ana akım siyasi gelenek var; ilki Atatürk’ün kurduğu CHP, diğeri de bunun içinden çıkan Celal Bayar, Adnan Menderes ile simgeleşen Demokrat Parti ve daha sonra Süleyman Demirel ile Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi. Gates of Olympus is an online video slot developed by Pragmatic Play and released in early 2021. The slot features cluster pays and a bonus game purchase.
Ak Parti bu her iki ana akımdan da beslenen, islamın siyasetteki misyonunu kabartan dili ile tam bir dönemsel hareket. Siyasetteki kalıcılık ve karşılığı, Necmettin Erbakan veya Alparslan Türkeş’ten bile daha etkisiz olacak. Kuşkusuz bu başka bir yazı konusunu hak ediyor ama bu etkisizlik ülkeye verdiği zarar ile ters orantılı. Aynı ANAP gibi. Bugün esamesi okunmuyorsa da 24 Ocak kararları ve bununla başlayan süreç, ülkemizin ekonomik yıkımı ve kürsel sisteme ilk çapa olması açısından tarihsel öneme sahip.
2000’li yılların hemen başında Kemal Derviş eliyle çıkarılan yasalarla ekonomimiz İMF ve Dünya Bankası kontrolüne devredilip, Derviş de daha sonra CHP’ye ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı yapılarak CHP de piyasacılar zincirine eklendiyse de, devrimci, bağımsızlıkçı, planlamacı bir damar CHP’de hep var oldu.
Şimdi bu değerlendirme ışığında CHP Kurultayı yol ayrımında.





Piyasacı, neo-liberal ekonomi politikaları savunarak küreselci zincirin halkası olmaya devam mı edilecek yoksa bu anlayış tasfiye mi edilecek?
Belirleyici olan ekonomi politikalardır. Bu politikalar Kurultayda mahkum edilip bağımsızlıkçı, planlamacı politikalar savunulmadıkça kimin Genel Başkan, kimin MYK üyesi kimin PM üyesi kimlerin de Kurultay Delegesi olduğunun önemi yoktur.
Bu gerçekler ışıgında gelelim Adana bahsine. 100 yıllık Cumhuriyet yıkılırken buna hizmet eden iradenin Adana’da, hem de başında 600 binden fazla oy alan CHP’li bir başkanın bulunduğu belediyede, CHP’nin karşı çıktığı ve mücadelesini de bunun üzerine kurduğu siyasal söylemlerin ‘stratejik plan’ belgesine zafer nişanesi gibi işlenmesi neye işarettir?
CHP, Demokrat Parti ve Adnan Menderes’in siyasal anlayışına karşıdır. CHP, Adalet Partisi’nin ve dolayısıyla ANAP ve Ak Parti’nin siyasal anlayışına da karşıdır. Bu ortak siyasal çizginin ülkemizin çıkarları ile ters düştüğünü, uyguladıkları ekonomi politikalarının halkımızın içler acısı durumunun sorumlusu olduğuna inanır her CHP’li.
Adana Belediye Meclisi’nde kabul edilen stratejik planda yapılan aşağıdaki değerlendirme, ülkemizin ve şehrimizin kaynaklarını peşkeş çekmekten öte bir anlam ifade etmiyorsa, ve bütün halkımız başta olmak üzere bu uygulamalar bu şehre zarar verdiyse, CHP’liler yaklaşık 30 yıldan bu yana bu anlayışın değişmesi için mücadele edip Belediye seçimlerini kazandıysa, bu güzellemeleri okusunlar diye mi?
Birlikte okuyalım bakalım, ben mi yanılıyorum;





“(…)Büyük göç dalgalarının ardı arkası kesilmiyordu. Adana‘yı her yönü ile bir Amerika‘ daki bir eyalete benzetmeyi hedeflemiş olan Başbakan Adnan Menderes’in özel ilgisiyle 1957-60 yılları arasında alışılmadık altyapılar gerçekleştirildi. Ana kanalizasyon sisteminde büz ve açık isale kanalları yerine kapalı betonarme sisteme geçilerek şebeke genişletildi. Başkan Ali Sepici’ye (Adalet Partili Belediye Başkanı. TD.) büyük itibar sağlayan süreçte yüzlerce bina istimlak edilip ordu araçlarının da yardımı ile yıkılarak Özler Caddesi genişletildi. Tamamen iskan altında olan Yeni Cami ile Yüzme Havuzu arası açılarak yeniden inşa edilen Ziyapaşa Bulvarı‘na bağlandı. Adnan Menderes Bulvarı, Yeni Adana, Gecekondu'ya Alternatif Belediye Konutları, Belediye Şirketi aracılığı ile başlatılan sosyal konut hamleleri, çöp toplama temizlik, vergi, toplu taşıma ve sair hizmetlerin özelleştirilmesi gibi Türk Belediyecilik Tarihine damga vurmuş birçok önemli atılım, 1984-1989 yılları arasında gerçekleştirildi”
CHP'li Ege Bagatur ve Selahattin Çolak'ın yaptığı tarihsel öneme sahip kalıcı hizmetler yok sayılmış!
Adana’yı bilenler, stratejik belgedeki bu yazılanların ne anlama geldiğini biliyor, diğer CHP’liler gibi ben de cevap verilmesini isterdim?





Sahi bu belgeyi kim hazırladı, kim okuyup kontrol etti, kim meclise sundu ve onaylanmasını istedi?





Başkan Zeydan Karalar'ın tüm bunlardan haberi olduğunu ve bu süreçte dahlinin olduğunu sanmıyorum; çünkü buna izin vermezdi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°