CHP’Lİ ŞEVKİN: ADANALI BORÇ İÇİNDE
Manşet Haber 17.09.2021 19:43:09 0

CHP’Lİ ŞEVKİN: ADANALI BORÇ İÇİNDE

CHP’Lİ ŞEVKİN: ADANALI BORÇ İÇİNDE


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, başta gıda olmak üzere tüm sektörlerde yaşanan fahiş fiyat artışının vatandaşları derin bir ekonomik krizle karşı karşıya bıraktığını söyledi.
Ekonomik gidişatın derin bir krize dönüşmesi nedeniyle yazılı açıklama yapan Dr. Şevkin, tüm Türkiye’de artan fiyatlar karşısında maaşların eridiğini, işsizler de göz önüne alındığında 2 milyon 258 bin 718 nüfuslu Adanalıların yarısının bireysel olarak bankalara kredi borcu bulunduğunu söyledi. Dr. Şevkin, bankalardan kredi alamayan, İŞKUR’a kaydı olmayan işsizlerin sayısının ise tam olarak bilinmediğini vurguladı. Adana’da 957 bin 347 kişinin bankalara olan 20 milyar 929 milyon 299 bin liralık krediyi ödeyemediğini dile getiren Dr. Şevkin, Adana’nın iş potansiyeli nedeniyle 2000’li yıllara kadar göç alan bir kent konumundan bu günlerde yoğun işsizlik nedeniyle göç veren bir kent konumuna düştüğünü söyledi.
1927 yılından itibaren sanayinin gelişmesine paralel olarak 1995 yılına kadar göç alan Adana’nın 1990 nüfus sayımında 4.büyük il olduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, 1995-2000 döneminden itibaren ise ortalama binde 6.4 net göç hızı ile göç veren iller arasında yer aldığını, her yıl ortalama 13 bin göç verdiğini vurguladı.
İŞSİZLİK YÜZDE 30’LARA DAYANDI”
İşsizliği Türkiye ortalamasının üzerinde olan Adana’nın nüfusa oranla ülkemizin en işsiz kentleri sıralamasında başı çektiğini ifade eden Dr. Şevkin, “Güvenilirliğini yitiren Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre Adana’nın yıllık ortalama işsizlik oranı yüzde 13,2’dir. Gerçek işsizlik ise yüzde 30’lara dayanmaktadır. Hükümetin her dönem göz ardı ettiği Adana’da kamu yatırımı neredeyse hiç yoktur. Üretim ve istihdam oluşturacak yeni işletmeler, fabrikalar açılmadığı gibi son 15 yılda 100’e yakın fabrikanın kapısına kilit vurulmuştur. Tarımın başkenti konumundaki Çukurova’nın bereketli topraklarında artan girdi maliyetleri nedeniyle çiftçi tarımdan uzaklaşmıştır. Ürünü tarlada para etmeyen üretici çaresiz bir şekilde günübirlik işlere odaklanmıştır. Ekonomik döngünün önemli bir bölümünü oluşturan Adana merkezindeki Ziyapaşa, Gazipaşa, Atatürk Caddesi ve Turgut Özal Bulvarı’nda yoğun olarak kepenkleri inmiş, boş işyerlerine, dükkânlara rastlanmaktadır” dedi.
“RAYLI SİSTEM DOĞMAMIŞ ÇOCUKLARI BORÇLANDIRIYOR”
Adana Hafif Raylı Sistem’in toplam borcunun 1.2 milyar lirayı aştığını da kaydeden Dr. Şevkin, “Raylı sistem Bakanların ve Cumhurbaşkanı’nın söz verdiği gibi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devredilmeli. Projesi Cumhurbaşkanı’nın onayına kalan 2. Etap raylı sistem çalışmaları da bir an önce bakanlık tarafından başlatılmalıdır. Adana Büyükşehir Belediyesi’nin gelirlerinin büyük bölümü raylı sistem borcuna kesilmektedir. Belediye hizmet üretmekte güçlük çektiği gibi Adana’da neredeyse doğmamış çocuklar bile raylı sistem nedeniyle borçlandırılmaktadır ” diye konuştu.
Adana’daki işletmelerin yüzde 88’inin mikro ölçekte olduğuna işaret eden, hükümetin kentte kamu yatırımları gerçekleştirmek ve kapanan fabrikaların yerine yenilerini yapmak için hiçbir adım atmadığını dile getiren Dr. Şevkin, Adana’da yüzde 0.3 olan büyük ölçekli işletme sayısının azlığı işsizlik ve yoksulluktaki vahameti gözler önüne serdiğini, yıllardan bu yana 2 milyar doların üzerinde hedeflenen ihracatın da tam aksine 2020 yılında bir önceki yıla göre azaldığını ve 1 milyar 839 milyon dolar olduğunu sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°