CUMHURİYET’E SAHİP ÇIKMA ZAMANI
Manşet Haber 28.10.2016 10:59:12 0

CUMHURİYET’E SAHİP ÇIKMA ZAMANI

CUMHURİYET’E SAHİP ÇIKMA ZAMANI

Adana(Ulus)--CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut, ulusal kurtuluş mücadelesi sonucu küllerinden yeniden doğan ulusun ‘Cumhuriyet’i kurarak yönünü çağdaşlık ve aydınlık olarak belirlediğin söyledi. Barut, “Cumhuriyet demokrasinin, özgürlüklerin, hak ve özgürlüklerin teminatıdır. Türkiye’nin yönetim biçimi ‘Cumhuriyet’tir ve ‘Cumhuriyet’ten asla taviz verilemez” dedi.
Barut, Cumhuriyetin ilanının 93.yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan destansı ulusal kurtuluş mücadelesi sonucu yurdun düşmanlardan temizlendiğini aktardı. Küllerinden yeniden doğan ulusun, Atatürk’ün önderliğinde ve bilgeliğinde yeni bir devlet kurduğunu dile getiren Barut, “Büyük Önderimiz 29 Ekim 1923’te ‘Cumhuriyet’i ilan ederek, ulusumuzun yönünü çağdaşlık ve aydınlık olarak belirlemiştir” diye konuştu.
93 yıllık süreçte gerici karşıdevrimcilerin ‘Cumhuriyet’i ortadan kaldırmak için canla başla çalışıp, Cumhuriyete saldırdığına dikkati çeken Barut, “Cumhuriyet her türlü saldırıya karşın Cumhuriyetle bütünleşmiş Atatürk ilke ve devrimleri sayesinde bugün dimdik ayaktadır. Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olması ‘Cumhuriyet’ sayesindedir ve ‘Cumhuriyet’ her zaman hep doğru yönü, doğru yolu gösteren pusulamız olmuştur. ‘Cumhuriyet’ demokrasinin, özgürlüklerin, hak ve özgürlüklerin, bağnazlığın karşıtı olan bilimsel aklın teminatıdır” şeklinde konuştu.
AKP iktidarının ‘Cumhuriyet’i ortadan kaldırıp “Başkanlık” adı altında tek adamlık rejimini yaşama geçirmeye çalıştığının altının çizen Barut, “Türkiye’nin yönetim biçimi Cumhuriyettir ve Cumhuriyetten asla taviz verilemez. ‘Cumhuriyet’in kurucusu Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetin sonsuza dek koruyucusu ve teminatıdır. Cumhuriyet Halk Partisi var oldukça ‘Cumhuriyet’ de yaşayacaktır. Sonsuza dek Cumhuriyet” ifadelerini kullandı.
CUMHURİYET KUTLAMALARINA DAVET
CHP İl Başkanı Ayhan Barut, Cumhuriyet Bayramını ı 29 Ekim Cumartesi günü etkinliklerle kutlayacaklarını belirterek, “Sabah 08.30’da Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunup günün anlam ve önemine dair bir basın açıklaması yapacağız. Akşam saat 17.00’de Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanıp, 17.30’da da Ziyapaşa Bulvarı üzerinden Atatürk Parkı’nda son bulacak bir ‘Cumhuriyet’ yürüyüşü gerçekleştireceğiz. ‘Cumhuriyet’ten, demokrasiden yana olan tüm yurttaşlarımızı bu coşkuya ortak olmaya davet ediyoruz” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°