Ehliyet ve ruhsat değişiyor
Manşet Haber 1.09.2012 20:59:34 0

Ehliyet ve ruhsat değişiyor

Ehliyet ve ruhsat değişiyor

Sürücü belgesi ve ruhsatlar da banka kartları gibi plastik malzemeden yapılacak

Sahtecilik ve dolandırıcılıkla mücadelenin kapsamını genişleten ekonomi yönetimi ehliyet ve ruhsatları değiştiriyor. Hazine Müsteşarlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü araç tescil belgeleri ve sürücü belgelerindeki sahteciliği önlemek amacıyla plastik dönemini başlatıyor. Önümüzdeki yıldan itibaren öncelikli olarak ehliyetler banka kartları gibi plastik malzemeden üretilecek. Ebatları ve içeriğine yönelik çalışmalar devam ederken basımın pasaportta olduğu gibi tek bir merkez üzerinden yapılması üzerinde duruyor.
Zaman gazetesinin haberine göre; Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü ile emniyetin ortaklaşa yürüttüğü projenin tamamlanması ile birlikte sürücü belgesi ve araç tescil belgelerinin yıpranma, bozulma ve sahteciliğe karşı polikarbonat malzemeden üretimi yapılacak. Belgelerin kâğıt yerine plastikten yapılmasının ardından yıpranma sebebiyle bozulmanın önüne geçilmiş olacak.

21.6 MİLYON SÜRÜCÜ BELGESİ VAR
2013 yılında ilk etabının tamamlanması öngörülen çalışmalar hakkında bilgi veren emniyet kaynakları, ehliyetin plastik olarak üretimi konusunda süreçte önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, 'Hem ehliyet hem de ruhsatta kâğıt dönemini kapatmak için görüşmeler yürütülüyor. Bunlar kâğıt değil de banka kartı gibi plastik malzemeden yapılacak. Basımı da tek merkezden yapılacağı için hem vatandaş hem de memurların iş yükü hafifleyecek. Onayı yine emniyet yapacak.' dedi. Edinilen bilgilere göre sürücü belgesi ve araç tescil belgesinin yanı sıra mevcut kimliklerin de plastik malzemeden yapılması üzerinde görüşmelere hız verildi. Türkiye'de 2010 yılı sonu itibarıyla toplam 21 milyon 600 bin kişinin sürücü belgesi bulunuyor. Ehliyeti olanların 17 milyon 500 bini erkeklerden, geriye kalanları ise kadınlardan oluşuyor.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°