Tarih: 17.06.2022 11:07

GENÇLİĞE, KADINA DÜŞMAN: KAPİTALİZM, DİN, MİLLİYETÇİLİK, SAVAŞ BLOKU

Facebook Twitter Linked-in

Yurtlarda üniversitelerde öğrenciler intihar ediyor. 14 yaşındaki okul öğrencileri emek pazarına yönlendiriliyor, çocuk yaşta işçiler ölüyor. Neredeyse her gün kadın öldürülüyor. Milyonlarca kadın erkek şiddetine uğruyor. Çocuk veya yetişkin işçiler, çalışanlar şiddete, mobbinge maruz kalıyor. Çocuklar, yetişkinler tacize uğruyor. “Güçlü” olan “zayıf” olanı aşağılıyor. “Yerleşik” olan kendini “gerçek-otokton” sayıyor, göçmeni dışlıyor. Her bölgede çatışmalar var, neredeyse her ülkenin komşuları ile sınır veya kültürel çatışmaları var.

Soru şu ki, bu hallerdeki günümüz uygarlığı nasıl tanımlanabilir, ne menem bir uygarlıktır bu?

MEDENİYETİN KAPİTALİZM EVRESİ
Toplumların üç önemli kaynağı var: a) Saygınlık dağıtımı, b) Maddi kaynak paylaşımı ve c) Nüfuz-etki sahibi olma. Bu üçüne bakılarak o toplum biçimi, o toplumdaki kurumsal oluşumların ana motifleri genel olarak tanımlanabilir. Bu üçü de para ve para piyasalarına bağlanmışsa yani başta maddi mübadele olmak üzere insanın yer alacağı sınıf, zenginliğin saygınlığa dönüştürüldüğü insanın göreceği saygı ve karar süreçlerinde etkili olabilme yani nüfuz… üçü de her şeyden önce para piyasalara bağlanmışsa bunun adı kapitalizmdir.

İçinde yaşadığımız uygarlığın ana sıfatlarından biri “kapitalizm” ise buna bağlı soruları artırabiliriz, bu kapitalizm ne getirip götürüyor, kapitalizmin insan ve toplum anlayışı nedir? Barış ve demokrasiye mi çatışma ve ayrımcılığa mı yol açıyor?

KAPİTALİZMİN BARIŞLA ÇELİŞKİSİ: ABD, RUSYA, UKRAYNA…
Soruyu tersten soralım. Batının gelişmiş kapitalist ülkeleri barışla mı sömürgecilik veya emperyalizmle mi anılıyor. Kapitalizmin gelişkin örnekleri dikkate alınırsa, bu kapitalist model kendi iç sorunları ve yakın komşuları dışında, bazı stratejik kazanımlar dışında “barış”, “demokrasi” ve “medeniyeti”, özetle bir diğer ülkenin bilimini, teknolojisini, kalkınmasını, gelişmesini, huzurunu desteklediği durumlar ancak çıkarları ile örtüştüğü kadardır. İstisnaları belki vardır ama kuralı yoktur. Peki, kural veya kapitalizmin ayrılmaz süreç ve sonuçları ne?

ŞİDDET VE SAVAŞ UYGARLIĞI: KAPİTALİZMİN AYRILMAZ PARÇASI
Kadınlar eziliyor, öldürülüyor.

Öğrenciler yurtlarda, üniversiteler de intihar ediyor.

Çocuk işçiler, normal işçiler, ırgatlar, yoksullar eziliyor.

Meksika, Brezilya, Kolombiya… uyuşturucu mafyaları sarmış her yeri, ölüm kol geziyor.

Hobsbawm, 20. yy’ın savaşlarla geçtiğini söylüyordu. 19. yy da öyle. 21.yy da. Yemen’den Trablus’a Kiev’e, Myanmar’a savaş ve çatışmalar sürüyor.

I. ve II. Paylaşım savaşları. Papa, şimdi de üçüncüsü diye nitelemiş. Papa Francis 19 Mayıs’ta şöyle demeç vermiş: “Ukrayna’da savaş duyarlılıklarımızı daha fazla zedelerken”, “Kuzey Nijerya ve Myanmar gibi yerlerde de savaşlar devam ediyor”, “Bu parça parça savaşlar kimsenin umurunda değil”. “Dünya savaşta. Bu, durup düşünmemiz gereken bir şey.” “Bir asırda üç dünya savaşı geçiren insanlığa neler oluyor? Bir yüzyılda, arkasında silah ticareti olan üç dünya savaşı yaşanması üzerine düşünmelisiniz.”

Papa Francis’e, Diyanet İşleri Başkanına sormak gerekiyor: Savaş ve kazanç dualarını, cenazelere duaları, savaşı kutsamayı en çok kim/ne yapıyor diye?

Sormak gerekiyor taciz ve kadına yönelik ikinci sınıf muamelesini, bu kültürün yarattığı mobbingi ve şiddeti sormak gerekiyor? Ukrayna’da, ABD’de, Rusya’da savaş çığırtkanlığı yapan kiliseler var mı, haçlı seferleri ve fetihleri en çok hangi kurumlar, hangi ideolojiler meşrulaştırıyor?
DİN VE MİLLİYETÇİLİKLE BAĞI
20. yy’dan bugüne örnekler verilirse, Batı emperyalizmi sosyalizme karşı faşizmi tercih etti. İtalya’da faşizmi, Almanya’da nasyonal sosyalizmi destekledi. Kilise inançsızlara karşı dinciliği destekledi. Avusturya’da astrofaşizm, işçi hareketlerine ve demokratik taleplere karşı kilise ve ataerkilliği kullandı, baş düşman sendikalardı, bilgi ve aydınlanmaya dayalı hareketler düşmandı, tüm yurttaşların eşit hak ve saygınlıkta, eşit güçte olması taleplerini kilise ve milliyetçi çevreler bastırmaya çalışıyordu, bunun için devlet ve kilise ataerkil aile geleneğini, din ve milliyetçiliği köpürtüyordu. Ukrayna da Rusya da aynı din ve milliyetçiliği köpürtüyor ve birbirine karşı kullanıyor.

II. Dünya Savaşından 80 yıl geçti. Ne fark ediyor? Sabahattin Ali’leri öldüren zihniyet, kadınları öldüren zihniyet, işçileri öldüren, halkı birbirine kırdıran düzen ve zihniyet, çocukların, öğrencilerin ölümüne intiharına yol açan düzen ve zihniyet hangileri acaba?

Kapitalizm, din, milliyetçilik, savaş blokunun çelişiği veya aşmacası nedir acaba?


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —