HUBRİS SENDROMU

16.10.2021 12:00:07

HUBRİS SENDROMU

Hubris, Antik Yunan’da 'kibir' anlamına gelirmiş. Yapılan tanımlamalara göre sendrom, öncelikle kişinin gücü tatmaya başlamasıyla ve olayların merkezinde bulunmaktan keyif almasıyla başlarmış. Kişinin abartılı bir gurur ve kendine aşırı güven duyması; başkaları için küçümseme duygusu yaşaması demekmiş.
Yeni bir kavram. Geniş anlamıyla 2009 yılından itibaren kullanılmaya başlamış. Şimdilerde “GÜÇ ZEHİRLENMESİ” diye tanımlanıyor.

Bu hastalığa genellikle liderler kadar. şirket, kulüp, kurum yöneticileri de yakalanabilirlermiş. Tarih, Hubris Sendromuna yakalanan, toplumlarını felakete sürükleyen diktatörlerle doluymuş. Hitler, Mussolini, Francisco Franco, Oliveira Salazar Pinochet, Videla bu hastalığın yakın tarihteki örnekleriymiş.
Bu tipler, kendilerini diğer insanlardan üstün görür, kibrin ve kendini beğenmişliğin doruklarında yaşarlarmış. Başkalarını küçük gören, aşağılayan, tamah ve hırsın yoğurup şekillendirdiği bu tiplerde adalet ve hakkaniyet aramak beyhudeymiş. Her an saltanat, koltuk ve makamlarının ayaklarının altından kayacağının düşünerek, sürekli endişe ve korku içerisinde yaşayan aşırı muhteris insanlarmış. Saltanatlarının devamı için de her türlü, ahlaki, insani, vicdani değerleri ayaklar altına alır; her türlü yıkımı mubah görürlermiş.
Bu tür insanların analizini ilk defa David Owen ve Jonathan Davidson adlı iki bilim insanı yapmış.  Çalışmalarını 2010 yılında Brain (Beyin) dergisinde yayınlayan bu iki bilim insanı, Güç Zehirlenmesi hastalığına yakalanan kişinin durumunu şöyle özetlemişler:  
“Hubris sendromuna sahip kişiler, her şeyin belirleyicisi, karar vericisi, oluşturucusu, en doğru kararın kendisinden çıkabilecek olduğu sanrısı içindedirler. Başarı ve gücü elinde bulundurma hissinin verdiği hazla devam eder. Zamanla narsizm, gerçeklikten kopuş ve hatta akli dengesizliklere varan seviyelere ulaşabilir.
Bu seviyelere ulaşan sendrom ile artık bağımlılık yapan gücü bırakmak kişi için çok zordur ve kişi bunun olmaması için her yolu denemeye hazır olabilir.”
Hubris sendromu yaşayan liderlerde aşağıdaki belirtiler görünmeye başlarmış. Bu sendromlardan en az üçüne sahip kişiler, Hubis Sendromuna yakalanmış demekmiş.

Bulunduğu makamda güç gösterisinde bulunmanın ve zaferler kazanmanın çok önemli olduğunu düşünmek.
Hakkındaki algıyı iyileştirmek için kendisini hep iyi gösterecek durumlarda bulunmaya eğilim, kötü gösterecek durum ve yerlerden kaçınmak.
İmaj ve görünümle ilgili orantısız kaygı.
Basit eylemlerinden bile imkânsızı başarmış edasıyla ve abartarak bahsetmek, yüceltilmeye ihtiyaç duymak.
Kendisiyle ulusu ya da kurumu özdeşleştirmek, kendi bakışı ve çıkarlarıyla ulusun/ kurumun çıkarlarını özdeşleştirmek.
Kendisinden üçüncü tekil şahıs zamiriyle ya da “biz” diye söz etmek.
Kendi yargılarına aşırı güven, aynı zamanda başkalarının öneri ve eleştirilerini küçümsemek.
Her şeyi sadece kendisinin başarabileceğine dair mutlak inanç.
Çevresindeki insanlara ya da halka değil, tarih ve Tanrı’ya hesap vereceği inancı.
Tanrı ve tarih karşısında haklı bulunacağına dair sarsılmaz inanç.
Sıklıkla artan bir yalnızlaşmanın eşlik ettiği gerçeklik duygusunun kaybı.
Huzursuzluk, acelecilik, düşünmeden kararlar almak
Kibirli tarzından dolayı rasyonel kararlar alamama ve dolayısıyla başarısızlık.

YORUM YOK.

DETAYA MERAKLI OLANLAR, LÜTFEN ERDAL ATABEK’İ OKUSUN.



1

KOCAİSPİR’DEN AK PARTİ VE MHP ZİYARETLERİ

2

VERGİ ÖDEMELERİNDE SON GÜN 31 MAYIS

3

“GELECEĞİ KERPİÇLE İNŞA ETMEK” KONULU SEMPOZYUM

4

ATO MOBİL UYGULAMA YAYINDA

5

KIVANÇ : ADANA’NIN İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA ULAŞTI