İŞ KAZASINDA DÜNYADA 3, AVRUPA’DA İSE 1. SIRADAYIZ
Manşet Haber 26.10.2018 10:24:06 0

İŞ KAZASINDA DÜNYADA 3, AVRUPA’DA İSE 1. SIRADAYIZ

İŞ KAZASINDA DÜNYADA 3, AVRUPA’DA İSE 1. SIRADAYIZ

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi ile İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇİSAM) işbirliğinde, Ebelik ve Hemşirelik Bölümü öğrencilerine “Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi” verildi.
İşyeri Sağlık Güvenlik Birimi Sorumlusu İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Fatih Zengin tarafından verilen eğitime 970 öğrenci katıldı. Programda “Çalışma mevzuatı ile ilgili bilgiler”, “İş sağlığı ve güvenliği genel kuralları ve güvenlik kültürü”, “Fiziksel, kimyasal ve ergonomik risk etmenleri” ve “Biyolojik ve psikososyal risk etmenleri” konularına yer verildi.
“Günde 176 İş Kazası Meydana Geliyor.”
İş sağlığı ve güvenliğinin önemine vurgu yapan Fatih Zengin, Türkiye’de her gün 176 iş kazası olduğunu ve her gün 4 işçinin iş kazası sonucu hayatını kaybettiğini söyledi. İstatistik raporlarını öğrencilerle paylaşan Zengin her gün 6 kişinin iş kazası sonucu iş göremez hale geldiğini belirterek iş kazası sayısında dünyada 3. sırada, Avrupa’da ise 1. sırada yer aldığımızı vurguladı.
“İş Kazalarında İstanbul 1. Sırada.”
İş kazalarında il ve cinsiyet dağılımını da açıklayan Zengin, 69.637 iş kazasından 12.174’unun kadın 57.4632’unun erkek olmak üzere İstanbul’un ilk sırada yer aldığını ifade etti.
İstanbul’u İzmir, Ankara, Bursa ve Kocaeli’nin takip ettiğini bildiren Zengin, iş kazalarının aylara göre dağılımını ise şu şekilde açıkladı;
“Ağustos ayında 4.253 kadın, 24.370 erkek olmak üzere 28.623 iş kazası oldu. Kasım ayında 4.227 kadın, 22.460 erkek olmak üzere toplam 26.687 iş kazası meydana geldi. Haziran ayında ise 3.715 kadın 22.045 erkek olmak üzere toplamda 25.760 iş kazası yaşandı. İş kazalarında ekonomik faaliyet alanlarına bakıldığında ise fabrikasyon metal ürünleri imalatı 20.616 iş kazasıyla ön sırada, bunu 20.159’la bina inşaatı izlerken 14.877 iş kazasıyla özel inşaat faaliyetleri 3. Sırada yer alıyor. Bunu gıda üretimi imalatı 14.351 iş kazasıyla takip ederken 13.446 iş kazasıyla tekstil ürünleri imalatı izliyor.”
Eğitim sonunda Zengin’e, ÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rengin Güzel tarafından teşekkür belgesi takdim edildi. Eğitime katılan öğrencilere katılım belgelerinin verilmesi ile program son buldu.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°