M1 ADANA’DA LÖSEV FARKINDALIK ETKİNLİĞİ
GÜNCEL 7.06.2023 18:33:35 0

M1 ADANA’DA LÖSEV FARKINDALIK ETKİNLİĞİ

M1 ADANA’DA LÖSEV FARKINDALIK ETKİNLİĞİ






LÖSEV, Türkiye’de sayıları her yıl 4 bini aşan ve dünyada 350 binden fazla olan Lösemili Çocukların, erken tanı ve tedaviye erişimleri hususunda, hükümetlerin gerekli önlemleri alması ve uygulamaları başlatması yönünde çağrıda bulunuyor. Bu yıl gerçekleştirilen 22. Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası farkındalık etkinlikleri M1 Adana AVM’de düzenlendi.









LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı’nın öncülüğünde, Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası tüm dünyada her yıl mayıs ayının son haftası olarak kabul edildi. En yaygın çocukluk çağı kanseri türü olan ve 15 yaşından küçük çocuklardaki toplam kanserin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturan Lösemiye dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla LÖSEV, yurt içinde ve yurt dışında bir dizi etkinlik gerçekleştiriliyor.





Tüm Dünyada Lösemili Çocuklar Eşittir temasıyla düzenlenen 22'nci Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla farklı yaşlardan ve farklı mesleklerden LÖSEV Gönüllülerinin oluşturduğu LÖSEV Gönüllü Korosu Lösev’in mücadeleci kahramanları için şarkılar söyledi. M1 Adana AVM’nin ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte lösemili çocuklar önce bando ekibi ile AVM içerisinde LÖSEV bayrakları ile dolaşarak farkındalık yarattı.  Ardından katılımcılar gönüllü korosunun söylediği şarkılara eşlik ederek eğlenceli vakit geçirdi. 



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°