Manşet Haber 28.03.2018 19:13:43 0

'NAKİT TEMİNATI KALDIRACAĞIZ'

'NAKİT TEMİNATI KALDIRACAĞIZ'

Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkan Adayı Ali Can Yamanyılmaz 3 Nisan’da yapılacak seçimlerin ardından kazanmaları durumunda birçok yenilik getirerek üyelerin işini kolaylaştıracaklarını, bunların başında da nakit teminatını kaldırmak olacağını söyledi.

ATB’nin yeni yönetiminin gelecek hafta belirleneceğini belirten Su ve Tarım Ürünleri A.Ş. (SASU) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Yamanyılmaz proje üreten bir ekiple yönetime hazır olduklarını ifade etti. Yamanyılmaz, “3 Nisan seçimleri ATB için bir dönüm noktasıdır. Tüccar, ihracatçı, tesis sahibi ve üreticilerin sorunlarını ben ve ekibim çok iyi biliyoruz. Bu yüzden ATB yönetimine aday olduk. Seçimi kazandığımız günün ertesinde yapacağımız çalışmalarla ATB’yi olması gereken yere taşıyacağız” dedi.

ŞAİBESİZ VE ŞEFFAF BİR YÖNETİM

Şaibesiz ve şeffaf bir borsa yönetimi kuracağını söyleyen Yamanyılmaz, şöyle devam etti:

“ATB, Adana’nın en eski ve güçlü kurumlarının başında geliyor. Kent ekonomisini yöneten ATB üyeleri, borsada yapacakları işlemlerde daha iyi bir hizmeti hak ediyor. Bu bağlamda randevu sistemi ile talep eden üyelerin tescil işlemlerinin kendi iş yerinde yapılmasını sağlayacağım. Üyelerin tescil işlemlerini Ticaret Borsası’nın mesai saatlerine bağlı olmadan kolaylıkla ve hızlı bir şekilde yapabilmeleri için öğle aralarında nöbetçi memur görevlendirilecek. Zahireciler Sitesi Projesi yapılacak ve burada üyelerin, kendilerine ait dükkanlarda faaliyet yapmaları sağlanacak. Kırmızı Et Borsası Et Teşhir ve Satış Salonu Projesi yapılacak. Oluşturacağımız araştırma servisinde dünyada ve Türkiye’de buğday, mısır, soya, yerfıstığı, pamuk, zeytin, zeytinyağı, narenciye üretim rekoltesi ve fiyatları olumlu-olumsuzlukları üyelerimize bildirilecek. Her yıl rekolte tahmin çalışmaları yapılacak ve üyelere bildirilecek. Hukuki ve mali danışmanlık hizmeti verilecek.  Narenciye soğuk hava deposu projesi ve gıda analiz laboratuvarı projesi yapılacak.’’

TÜCCARA DESTEK

Tarımsal ve hayvansal ürünlerin uluslararası pazarda satışını sağlamak için yurtdışından alıcılar ile üyeleri bir araya getirecek sistem kuracaklarını belirten Yamanyılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yurt dışında üyelerin katılabileceği fuar ve organizasyonlar takip edilecek, ikili görüşmeler organize edilecek ve üyelere verilecek maddi destekle birlikte yurt dışına gitme imkanı sağlanacak. Ticaret Borsası’nın kotasyon listesi geliştirilecek ve tüm üyelerin borsa teamüllerinden faydalanması için çalışma yürütülecek. Ticaret Borsası'nda, üyelerin yaşadığı sorunları kendilerinden dinleyebilmek için,  ‘Üye Günü' yapacağım. Burada sorun ve talepleri Yönetim Kurulu üyelerimle dinleyip, çözüm noktasında çalışma yürüteceğim. Tüm üyelerimizi 3 Nisan’da yapılacak bu anlamlı seçime katılmaya davet ediyorum.”

 

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°