Adana’nın Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip illerinden biri olduğunu, tarımsal üretim kapasitesi, sanayiyle entegrasyonu ve ihracat gücüyle ülke ekonomisinin stratejik merkezi konumuna sahip bir il olduğunu söyledi.
Şahin Bilgiç, Ticaret Borsasının eylül ayı toplantısında ekonomi ile ilgili yaptığı değerlendirmede şöyle dedi:
“Bu güçlü konumun sürdürülebilirliği yeni koşullara hızla uyum sağlama becerimize bağlıdır. Değişen iklim koşulları, iş gücü yapısındaki dönüşüm, küresel rekabet ve girdi maliyetlerindeki artış, tarım ve gıda sektörlerimizi derinden etkilemektedir.
Bu nedenle, sizlerle beş ana başlık altında değerlendirmek istediğim bazı kritik meseleler ve çözüm önerilerim bulunmaktadır.
Şöyle ki;Tarım işçiliğinde yaşanan sıkıntılar ve mekanizasyonun gerekliliği, tarımda ne kadar çok teknolojik makina alet ve donanıma sahip olunursa işgücü ihtiyacıyla birlikte maliyeti daha aşağılara çekebiliriz. Artık makinalaşmak tercih olmaktan çıkmış, mecburiyet haline gelmiştir. Bu konunuda altını besleyebilmek için akıllı tarım teknolojileri ve otonom ekipmanlarının teşviki, yerli makina üreticilerinin desteklenmesi ile bu konuda kredi/hibe programlarının geliştirilmesi ve nihayetinde üreticilerin teknik yönden eğitilmesi gerekmektedir. İklim değişikliği, kuraklık ve suyun verimli kullanımı için ise tarımsal sulamada mutlaka Kapalı Devre Basınçlı Sulama Sistemi hayata geçirilmeli, tarımsal sulamalarımızda damlama ve yağmurlama sistemlerini teşvik etmeliyiz. Tarla bazlı su ölçüm ve izleme sistemlerinin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması acil önceliklerimizden olmalı. Bu noktada bizlere düşen en önemli görev ise ilgili paydaşlar ile güçlü koordinasyondur. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Ayrıca bölgemizin beyaz altını, Coğrafi İşaret Tescilini aldığımız Çukurova Pamuğunun ekim alanlarını hak etmediği bugünkü durumunu eski günlerine geri getirmeli, yine eskiden olduğu gibi filmlere konu etmeliyiz. Pamuk ekim alanı artarsa üretenin yüzü mutlaka gülecektir. Ancak girdi maliyetlerinin karşılanabilmesi içinde üreticiyi koruyacak alım fiyatlarının olması gerekir. Devletimizce verilen destekler arttırılabilir. Bu sayede Pamuk’la birlikte istihdamda artacaktır. Çünkü ilimizde tekstil ve konfeksiyon işletmeleri ham maddeyi ithalat yoluyla dışarıdan değil, kendi ilinden, bölgesinden alacaktır.
EKİP BİÇENİ DİKENİ DOĞAL AFETLERDEN KORUMALIYIZ
“Araçlardaki zorunlu trafik sigortası gibi tarımsal sigortayı da mecburi kılmalıyız. Gönül ister ki ne sel olsun, ne don olsun, kısacası afetler hiç olmasın. Ancak yaşadığımız çağdaki bu iklim koşulları maalesef tedbirleri arttırmayı gerektiriyor. Onun için “Tarsimi” Tarım Sigortasını önemsiyor, Tüm ekili ve dikili alanlarımızda zorunlu hale getirilmesini talep ediyoruz. Kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz.”
MÜSTAHSİL MAKBUZU DÜZENLEME ZORUNLUDUR
Bilgiç, Ticaret Borsalarının öneminin bir kez daha altını çizerek, bu konuda da şunları söyledi:
“Borsalar ürün fiyatlarının belirlendiği, alıcı ve satıcının bir araya geldiği yerlerdir. Tarımsal ürünlerin alım satımlarının tescil edildiği, kayıt altına alındığı kurumlardır. Bu konuda devletimizin en güçlü hafızası ve arşividir. Tarımsal desteklerin yeni destekleme modeli ile alan bazlı hale getirilmesi üreticiye kesilen müstahsil makbuzlarının düzenlenmesinin gerekmediği gibi bir algı yaratmıştır. Müstahsil makbuzlarının düzenlenme zorunluluğu kaldırılmamıştır. Borsada tescil edilme zorunluluğu da devam etmektedir. Topraktan çıkan ürünlerin alım ve satımı ile ilgili ticari faturaların düzenlenmesi zorunludur. Devletimiz üretici yönünden stopaj, ticaretini yapan tacirden de KDV geliri elde etmektedir. Bu ciddi bir kamusal gelirdir. Üretici içinde alım satım yapan içinde bir yükümlülük ifade eder. Sonradan bir sıkıntı yaşanmaması için bunun önemine değinmek zorundayız. Yarın sormazlar mı ekip, biçip, dikili alanında ürettiğin ürün nerede ne kadar diye? Bu yanlış algı ve anlamayı biran önce düzeltmemiz lazımki üreticilerimiz bundan zarar görmesin “