SERTEL’IN ANNESI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
SİYASET 14.09.2016 01:00:10 0

SERTEL’IN ANNESI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

SERTEL’IN ANNESI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel’in dün vefat eden annesi Cemaliye Sertel, memleketi Eskişehir’de düzenlenen cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı.
Eskişehir Mahmut Sami Ramazanoğlu Camii’nde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazına, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İzmir Milletvekilleri Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, CHP Ankara Milletvekilleri Necati Yılmaz, Murat Emir, Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca, TGF Genel Sekreteri İbrahim Erdoğan, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur, İGC Genel Sekreteri Kenan Çimen, İGC Yönetim Kurulu üyesi Murat Attila, Eskişehir CHP İl ve İlçe Başkanları, CHP İzmir parti yöneticileri, ilçe başkanları, oda ve sivil toplum örgütlerinin başkanları, çok sayıda gazeteci ve yakın dostları katıldı. CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu’nun da İzmir Milletvekili Atila Sertel’i arayarak başsağlığı dileklerini ilettiği öğrenildi.
Beyin kanaması ve yaşına bağlı hastalıklar nedeniyle 82 yaşında vefat eden Cemaliye Sertel, kılınan cenaze namazının ardından Eskişehir Asri Mezarlığı’na defnedildi.
Ailesi ve kız kardeşleri ile birlikte taziyeleri kabul eden CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in son derece üzgün olduğu görüldü. Atila Sertel annesi


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°