TEMİZLİK TAKINTISI NEDİR? KİMLER DE GÖRÜLÜR?
27.03.2024 22:23:00 0

TEMİZLİK TAKINTISI NEDİR? KİMLER DE GÖRÜLÜR?

Temizlik takıntısı, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) olarak da bilinen bir durum olduğu. bu durumda, kişinin aşırı düşkün olduğu temizlik ve hijyenle ilgili tekrarlayan düşünceler ve ritüeller yaşadığı ifade ediliyor

 

Temizlik takıntısı, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) olarak da bilinen bir durum olduğu. bu durumda, kişinin aşırı düşkün olduğu temizlik ve hijyenle ilgili tekrarlayan düşünceler ve ritüeller yaşadığı ifade ediliyor

“ Temizlik takıntısı olan kişiler, sürekli olarak mikroplardan veya kirli nesnelerden kaçınma ihtiyacı hissederler ve sıklıkla tekrar eden temizlik ritüellerine bağımlı hale gelirler.” diyen Klinik Psikolog Burcu Amrağ konu hakkında şu bilgileri paylaştı:

“Temiz ve düzenli kişiliğe sahip kişiler bu durumdan memnunlardır, hatta sıklıkla övünürler de. Genel ruh halleri mutludur ve yaşamlarına herhangi bir sekte vurmaz. Ama obsesif kompulsif bozukluk belirtisi olarak temizlik yapan kişiler, bir kaygı bozukluğu yaşıyor demektir ve sürekli bir kaygı halindedirler. Hayatlarını bu takıntılar yönetir ve belirtiler giderek artış gösterir. Bu kişiler yaptıkları temizliğin yeterli olduğuna kanaat getiremezler, temizlik takıntısı hayatlarına egemen olmaya başlar ve adeta bir mesai gibi saatlerce değişik ritüeller geliştirirler.

Kişi, sürekli olarak temizlik yapma ihtiyacı hisseder ve bu durumdan uzaklaşamaz. Ev veya kişisel eşyalarını aşırı sıklıkta temizlerler, kirli veya mikroplu olduğunu düşündüğü nesnelerden uzak durur veya bu nesneleri dokunmaktan kaçınır, mantıksız veya irrasyonel olduğunu bilmesine rağmen, temizlikle ilgili düşüncelerinden kurtulamaz. Temizlik yapmadığı veya yeterince temiz yapmadığı zamanlarda yoğun stres ve kaygı yaşarlar.

Temizlik takıntısı, kişinin günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. İşlevselliği azaltabilir ve kişinin normal aktiviteleri yapmasını engeller. Temizlik takıntısı olan kişiler, tekrar eden davranışlar veya ritüeller gerçekleştirirler. Örneğin, ellerini aşırı sıklıkta yıkama, nesneleri tekrar tekrar kontrol etme gibi davranışlar bu ritüeller arasında yer alır. Temizlik takıntısı, tedavi edilebilir bir durumdur. Kognitif davranışçı terapi (KDT) ve ilaç tedavisi, temizlik takıntısını yönetmek için etkili yaklaşımlardır. edavi sürecinde, kişi obsesyonlarını ve kompulsif davranışlarını anlamak ve kontrol etmek için çeşitli stratejiler öğrenir. Ayrıca, stres yönetimi teknikleri ve gevşeme egzersizleri gibi destekleyici yöntemler de kullanılır.”


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°