Halk başka bir seçeneğe zorlanmasın

Halk başka bir seçeneğe zorlanmasın

‘Biz halkız, yeniden doğarız; ölümlerden…’

    Pablo Neruda’nın dizesi…

    Bunun açıklaması da şu dizelerle anlatılıyor:

    Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kızıl elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de…


    Ölümlerden, acılardan ‘doğmayan-etkilenmeyen’ halk var mıdır?

   

     * * *

     Geçenlerde Adana Büyükşehir Belediyesi için ‘kimin’ aday olacağını konuştuğum, Adana politikasında bilinen bir isim Aytaç Durak ile, onun koltuğunda ‘vekaleten’ bulunan Zihni Aldırmaz’dan söz etti.

    İşin aslı burkuldum!

    Burukluğumda, konuştuğum ‘isimle’ ayrıştığım noktalar bile oldu!

    ‘Bunlardan biri ile kazanmamız daha kolay’ diyordu.

     Aytaç Durak, Adana’ya uzun yıllarını vermiş ‘marka’ olmuş ama; ‘inandığı’ siyasi partide kalmaktansa, daha rahat ‘iş’ yapabilmek, ‘kazanabilmek’ uğruna çeşitli partilerde olmayı yeğleyen bir isim…

     Zihni Aldırmaz, MHP’lidir…

     Belediye Meclis Üyesidir.

    Aytaç Durak’ın görevinden alınmasından sonra Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili seçilmiş, 2010 Haziran ayından bu yana aynı görevi yönetmektedir…

    Her kim ne derse desin, görünürde teorik olarak düşüncesine ‘sadık’ bilbord afişleri bolca bulunmasına karşın, uygulamada AKP’ye, hükümete daha yakın çizgide olduğu yadsınamaz.

    Söylenti de olabilir!

    Ya da CHP ‘şaklabanlarının’ bir çabası da olabilir…

    Lütfen, halkın’ özgür istenciyle oynamasınlar, bu zor günlerde başka seçenek aratmasınlar…

     Adana’nın adayını Adanalıya bıraksınlar!                                                                                                                                      

    

     * * *

     Bir de gündemden ‘hiç’ düşürülmeyen, ‘ille’ de konuşturulan, ağızda sakızlaştırılan, sulandırılan Mustafa Sarıgül konusu var…

    Bu CHP bu denli mi ‘hep’ oyunlara gelir anlamıyorum.

    Nihat Genç ‘Tayyip Erdoğan’dan farkı yok Sarıgül’ün’ diyor…

    Daha adını ilk duyduğum, Baykal’la kongreye gittikleri günlerde bile ‘babamla bile’ ayrıştığımız bir konuydu…

    Babam ‘bak oğlum, bundan başkası CHP’ye iktidar yüzü gösteremez. Ben bu yaşıma dek görmedim, bu gidişle sende göremezsin…’ demişti.

    Bende ‘bu adam bu ülke için değil, dış işbirlikçileri için iktidara gelmek istiyor. Daha şimdiden ABD’den dostları geliyor, oraya gidiyor, görüşmeler yapıyor. Böyle bir iktidarın yanlısı olmak istemem’ demiştim; ta o zaman!

    Bugün için düşüncelerimin değişmediğini, üstelik daha da belirginleştiğini biliyorum.

    Söyleminden tutun…

    Gündemdeki konuları irdelemek yerine, ‘vatan, millet, Sakarya’ söylemiyle bezediği konuşmalarına eklediği hiçbir şey görmüyorum…

    ‘Ben Mustafa Sarıgül olarak’ diyerek başladığı tüm konuşmalarını iğrenç buluyorum!

    Sarıgül’ün, CHP’den alacağı ‘ödünün’ gerçekleşmesi için çaba harcayan parti içi dalkavukları CHP’ye en büyük zararı verecektir.

    ‘Biz halkız, yeniden doğarız; ölümlerden…’ diyen halkı bölecektir, parçalayacaktır.

    

    * * *

    ‘Biz halkız, yeniden doğarız; ölümlerden…’

    Ülkemizi sarsan ‘onca’ olayların ardından, salt parti içi bazı grupların çıkarları uğruna ‘halktan’ etkisiz ‘adaylar’ oluşturulmamalı…

    Seçim sonuçları ‘en çok’ halkı etkilediğine göre, seçeceği adaylar da ‘halka’ bırakılmalı.

    Halka karşın, halka karşı eylemlerden uzak durulmalı…

    Yaklaşan Yerel Seçim’de başka bir seçeneğe beni zorlamamalı…

    15.09.13

 

Oktay EROL

17.09.2013 00:19:47

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI