Halk Oyunları Göz Kamaştırdı
Manşet Haber 31.08.2013 14:39:08 0

Halk Oyunları Göz Kamaştırdı

Halk Oyunları Göz Kamaştırdı

halk_oyunlari30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlama etkinliklerine katılan Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları ekibi, gösterileriyle törene katılanların büyük beğenisini kazandı.

Uğur Mumcu Meydanı’ndaki kutlamalarda başta Çukurova olmak üzere Türkiye’nin değişik bölgelerinden halk oyunu örneklerini başarıyla sunan Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı Halk Oyunları Ekibi, başarılı performanslarıyla göz kamaştırdı.

Başarılı gösteri, töreni izleyen vatandaşlar ve protokol tarafından alkışlarla karşılık buldu.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, tören sonrası Şef Ferhat Yurt yönetimindeki Halk Oyunları ekibini ziyaret ederek, kutladı.

32 kişilik ekibe tek tek teşekkür eden Zihni Aldırmaz, “Çok başarılı bir gösteri sundunuz. Sizlerle gurur duydum. Başarılarınızın devamını diliyorum” dedi.

Halk Oyunları Ekibi Şefi Ferhat Yurt da Zihni Aldırmaz’a teşekkür ederek, “İlk kez bir belediye başkanı bizi ziyaret ediyor. Çok mutlu olduk. 32 kişilik ekibimizle birlikte çalışıyoruz. Türkiye şampiyonalarında derece alan bir ekibimiz var. Ayrıca gösteriyi sunarken bize eşlik eden Feridun Dalgınlı yönetiminde 20 kişilik saz ekibi bulunuyor. Onlara da teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.

Zihni Aldırmaz, teşekkür ziyareti sonunda Halk Oyunları Ekibi ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°