<strong>“HARÇ” TUTMAYINCA…/ 1</strong>

<strong>“HARÇ” TUTMAYINCA…/ 1</strong>






Bir birlikteliğin, bir duvarın, bir yapının kurulmasında “alışıldık” olunmayan ürünleri kullanarak; daha güzel, daha sağlam, daha güvenli yapılar oluşacağını ileri sürmek, en önemlisi de uygulayıp “başarılı” olmak bir devrimci anlayıştır!





Günümüzde briket/ tuğla birleştiricisi olarak harç kullanılmasına karşın, gazbeton için daha az/ daha hafif/ daha ekonomik/ daha kolay uygulanabilecek yapıştırıcılar kullanılması “beton yapılar” için devrimdir; başarısı kanıtlanmış, geniş katman için inandırıcı/ güvendirici olmuştur! Ancak, ülkemizde sistem/ yerel yönetimler/ inşaat yüklenicileri/ denetleme ağının yapı malzemelerinde ortaya koyduğu “harç” canlıların yaşamlarına uygun olmadıkları, yaşadıkları yapıların çöktükleri, ayrıca binlerde cana mal olduğu gözlemlenirken “devrimci” bir anlayış değil soygun düzeni, yurttaşı aldatan/ oyalayan bir uygulama biçimidir!





Yüzyılın “en acılı” yıkımının yaşandığı şu günlerde, “millet ittifakının” yaşattığı da başka bir şey değil!





***





Neler oldu bir anımsayalım: bir yılı aşkın süredir bir araya gelen “millet ittifakı” bileşenleri, “cumhurbaşkanlığı sistemini değiştirme” amacıyla sürdürdükleri buluşma, aday açıklama gününde dağılma aşamasına geldi! Tuğlalar arasına konulan “harç” tutmadı!





Buluşmanın başından beri dile getirilen “altı genel başkanın ortak kararı” anlayışı, beş genel başkanın “adayımız Kılıçdaroğlu” demesinin ardından, İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in “Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş aday olsun” demesiyle “ortak karar” hiçe sayılmış oldu!





Bir yılı aşkın sürede yapılan konuşmalar, alınan kararlar, parti kurmaylarından gelen açıklamalar yok sayılarak, Akşener’in “İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Devşirme siyasetin hınk deyicisi olamayacaktır” sözleriyle oluşan gelişmelere tanık olundu!





***





“Millet ittifakını” oluşturan bileşenlerin ortak buluşma noktaları “cumhurbaşkanlığı sistemini değiştirme” amacını taşıyordu. Uygulanan sistemin ülkeyi “tek adam anlayışına” sürüklediği, bu oluşumun sonucu da birçok konuda tartışmalara neden oluyordu!





Yalnız partiler değil ülkenin tüm kurumları/ kuruluşları siyasallaşırken; ekonomi iyi çalışmıyordu, yaşam standardı düşüyordu, özgürlükler kısıtlanıyordu, yurttaşlar kutuplaşıyordu, sorunlar kabarıyordu, sınıfsal ayrışma büyüyordu, her şey bir kişinin dudakları arasından çıkacak söze bakıyordu…





İşte “millet ittifakı”, tüm bunları düzeltmek için; altı birbirinden ayrı partiyi yan yana getirmişti! Arasında sosyal demokrat olan vardı, milliyetçi- muhafazakar vardı, cemaate yakın olan vardı, milli görüşçü vardı…





Normal koşullarda, parlamenter sistem içerisinde kısa dönemli koalisyon hükümetleri ayrı partilerin bir araya gelmesiyle oluşmuş olsalar da, bir” ittifak” içinde düşünsel farklılığı olan partilerin yer almaları bir “ilk” olması adına önem taşımasına karşın, “iyi bir harç” olmadığı görüldü!





Bir yılı aşkın süredir yinelenen “adayımız çok kolay açıklanacak, açıklayacağımız aday kazanacak, bu masayı dağıtmaya kimsenin gücü yetmeyecek” açıklaması da unutulmasın!





Sürecek…



Oktay EROL

5.03.2023 21:16:21

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI