“HARÇ” TUTMAYINCA/ 4
Bir ay önce ülkemizi yasa boğan yüzyılın yıkımının etkileri/ sarsıntıları sürerken, Altılı Masa’nın “işin en kolay bölümü” diye adlandırılan cumhurbaşkanı aday belirleme günü yaklaşırken, İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in akıllara durgunluk getiren açıklamasıyla oluşan gelişmeyle gel/ gitler haftanın ilk günü bambaşka bir boyut aldı!
Özellikle deprem bölgesinde yaşayanların aklı karışık! Kiminin yakını/ sevdiği/ bildiği yaşamını yitirmiş, kiminin daha orta olmayan yakını/ sevdiği/ bildiği var, kiminin çocukları yok, kiminin evleri/ kalacak yerleri/ çadırları yok, kiminin bir ayı geçen sürece acıları/ sahipsizlikleri/ bir başınalıkları ortada…
Bir yılı aşkın süredir bir araya gelen altılı masa genel başkanlarından “hepsinin” haberi var, kurmaylarının var, bir Akşener’in “Kılıçdaroğlu’nun adaylığı” konusunda bilgisi yok!
Tutar, tuğla/ biriket arasında kullanılacak “harcı”, metal malzemeler arasında kullanırsanız olmaz!
***
Akşam, Fatih Altaylı’ya konuşuyordu, İyip genel Başkanı Akşener… konuşmasının geniş bölümünü izlememe karşın “İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Devşirme siyasetin hınk deyicisi olamayacaktır” sözünün karşılığını alamadım!
“Ölümle sıtma arasındaki tercih”, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı mıydı, Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın “ucu açık” cumhurbaşkanı yardımcısı olması mıydı?
Eğer Kılıçdaroğlu’nun aday olması için İmamoğu ile Yavaş’ın yardımcılığı gibi bir düşünce varsa, bunun üzerinde önceden neden durulmadı da, insanların acılarını yaşadığı, kış kasırgasına karşı koyduğu bir süreçte “bunlar” yaşatıldı?
Altaylı’ya konuşurken, “ülkenin geleceği için gerekiyordu, yapmalıydım” dedi!
***
Peki, şimdi “ne” yapmış oldu Akşener? “Kazanacak adayla seçime gidilmeli” derken Kılıçdaroğlu’nu istemediğini/ Kılıçdaroğlu ile kazanılamayacağını ileri sürerken, iki anakent belediye başkanının “yardımcı” olması sorunu çözmüş mü oldu?
“İktidar” nasıl halkın “aklıyla alay” ediyor, uzayan kuyrukları/ azalan alım gücünü/ artan mutsuzluğu umursamayarak halk ekonomik zorluklar yaşamasına karşın “büyüme” algısı yapıyorsa; Akşener’in de yaptığı başka bir şey değil!
***
Gerçekten, diyorum; ne oldu şimdi? Gerek İmamoğlu, gerekse Yavaş’ın “yardımcılık” konusu olmadan Kılıçdaroğlu ile alanlara çıkmayacağı mı düşünülüyordu?
Peki, genel başkan “adayım” derken, Akşener’in “hayır sen kazanamazsın, iki başkandan biri aday olsun” demesi ne denli etikti, yerindeydi, olması gerekendi?
“Harç” konusuna burada noktayı koyuyorum, ancak içinde içimde öyle kabaran, ilerleyen günlerde yalımlanacak kuşkularım var ki; göreceğiz…
