HAREKETLENME VAR DİYE, KAMYON, TRAKTÖR YIĞIYORLAR.

HAREKETLENME VAR DİYE, KAMYON, TRAKTÖR YIĞIYORLAR.

Hareketlenme var diye, Kamyon, Traktör yığıyorlar.

Darbe girişimi günü vatandaş en önde idi.

Kendine mermi sıkan Asker'in önüne atanmı, Tank'ın altına yatanmı, eline geçirdiği Tank'ı sürenmi, Başı bağlı bir kadının kamyonu sürerken Tüm mahalleliyide üstüne almış asker kovalamaya giderken görmüştük.

Adına ne derseniz deyin, birlik ve beraberlik, ve Darbeye katılmayan asker bitirmişti bu kalkışmayı.

Buraya kadar olması gereken olmuştu, Zaten Kurtuluş savaşını yaşayan bu halk'tanda bu beklenirdi.

Ama şimdi biri bir dedikodu çıkarıyor, şu Birlikte hareketlenme var, 'Hurra' oraya vatandaş koşuyor, eline ne geçirirse, Karargahların önüne barikat yapıyor.

İyide o kadar gülünç durumlar oluşuyorki, gelde gülme.

Asker dışarı çıkacak günlük erzağını, patates, domates, biber, işte yiyeceği ne varsa alacak, bakıyorsun önü kapalı.

iş iyice çığırından çıktı, kendini iyice bu işe kaptırmış bir dolu insan çoğaldı.

Yahu asker kapuska yemek için malzeme alacak, ne hareketlenmesi?

haraketlenme yapacaklar zaten derdest edilince, hareketlenecek halimi kaldı.

*         *         *

Hatırlayın,

19 Aralık 2009 günü Bülent Arınca suikast yapılacak ihbarı vardı.

Çukurambar civarında asker kıyafetli kim varsa yakalanmıştı o gün.

iki asker Jeep'ten çıkamıyordı Savcı gelecek olay aydınlanacak misali araçta bekliyordu garipler, ne bilsinlerki, lahana almaya gitmenin suç olduğunu!...

o iki asker'den birisi, Ahçı, diğeri şöför çıkmıştı, ama yinede vatandaş oraya akın etmişti.

Hiç bir b...ka benzemeyen kapuskanın bu kadar önemli görev üstenlendiğini şaşırarak bakıyorlardı birbirlerine Asker'ler.

sonrası malum,

Genel Kurmay'ın kozmik odasına girilmişti savcı tarafından, ne kadar Devletin gizlisi saklısı Biri bizi gözetliyor misali kameralara alınmıştı.

sonrası daha komikti, yine aynı adreste bir binbaşı ve Albay suikast yapacaklar diye polisler tarafından göz altına alındılar, ceplerinden Bülent Arınç'ın adresi çıkmıştı, ama Albay cebime polisler koydu! diye suç duyurusunda bulunmuştu.

unuttunuz değilmi bütün bunları?

İşte şimdi Darbe girişimde bulunanlar o gün kanunsuz şeyleri yapanlardı.

Ama o gün Askeri her alanda öcü gibi görenler bu gün Asker üzerinden Darbe yapmaya kalkışanlar.

işin en ilginç yanıda, artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak gibi, o gün yine Asker hedefte idi, bu günde Asker hedefte, ama içinden gerçek Ülkesini seveni ayırt etmek değilmidir doğru olan?

Arkadaşlar bırakın Asker alışverişini yapsın, her duyduğunuz dedikoduda garnizon komutanlıklarının önüne elinize ne geçerse yığmayın.

Valla çok komik duruma düşüyoruz, bakın benden söylemesi.

 

 

 

 

 

 

Süleyman YALÇIN

25.07.2016 00:02:40

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI