HASAN SALTIK ANISINA CEYLAN ERTEM KONSERİ
Manşet Haber 19.09.2021 00:14:00 0

HASAN SALTIK ANISINA CEYLAN ERTEM KONSERİ

HASAN SALTIK ANISINA CEYLAN ERTEM KONSERİ


Adana Büyükşehir Belediyesi Zeydan Karalar’ın başkanlığındaki 28. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, Volkan Severcan’ın sunumu, Menderes Samancılar’ın moderatörlüğü ile gerçekleştirilen “Anadolu’nun Müzik Kültürleri Hazinesi “Hasan Saltık” söyleşisi ile devam etti.
Anadolu’nun Müzik Kültürleri Hazinesi “Hasan Saltık” söyleşisi ve Nebil Özgentürk’ün yönettiği Hasan Saltık belgeseli gösterimiyle başladı. Festival Kurulu Üyesi Menderes Samancılar’ın moderatörlüğü ile gerçekleşen söyleşiye, Hasan Saltık’ın dostları Suavi, Nilüfer Akbal, Vedat Yıldırım, Mazlum Çimen ve Nebil Özgentürk katıldı.
Moderatör Menderes Samancılar, ‘’Hasan Saltık herkesin tanıması gereken, yüreğiyle eserleriyle eşsiz bir insandı. İyi ki hayatıma böyle bir arkadaş girmiş. Yüreğinden, duruşundan, hayata bakışından çok şey öğrendik. Sazımızla sözümüzle Hasan’ı anacağız. Onu çok seviyoruz ama onu acılı ve hüzünlü anmayacağız. Kalbindeki coşkudan bahsedeceğiz Hasan’ın. Her derdi olanın yanına koşan, her yolcunun çalacağı bir kapıydı.’’
Hasan Saltık’ın 33 yıllık dostu Nilüfer Akbal, ‘’Sevgili dostumu burada anmak için bulunmak çok hüzünlü. Onu hiçbir zaman unutmayacağız. Hasan anlatmakla bitmez. Sanatla ilgili tüm alanlara her zaman destek verdi. Mert, dürüst, sevgi dolu bir dostumdu.’’
Suavi ‘’Her insan ikinci bir kopyasını taşımadan yaşar ama bazı insanların ardından keşke ikinci kopyası olsaydı diye umut ederiz. Kaybı büyük tahribatlar yarattı. Derinlikleri olan bir arkadaşımızdı.. Pırıl pırıl gencecik insanlara destek veren, gücünü emekten halktan yana kullanan biriydi. Keşke iki üç tane daha Hasan Saltık’ımız olsaydı. Türkiye müzik tarihinin ilerleyen günlerde daha fazla ihtiyaç duyacağı bir isim. Burada konuşulanlar bir kitaba dönüştürülürse Hasan’a çok güzel bir anı olur. Hasan’ın arşivci anlayışına denk düşer.’’
45 yıllık dostu Mazlum Çimen ‘’Müzik arkeoloğuydu. Kelimelerle anlatmak çok zor. Onu keyifli ve neşeli anlatmak istiyorum. Gülen ve keyifli bir adamdı her zaman. Bana çok güzel anılar ve çok güzel bir yürek bıraktı.’’
Cengiz Özkan ‘’Abi kardeş gibiydik. Çok anımız var. Bana çok şey kattı, hepimize çok şey öğretti. Mertliği, cömertliği, insan sevgisi unutulmaz. Dünya insanlarını bir aile olarak görürdü. Neşet Ertaş’a ikinci baharını yaşatan, genç insanları keşfeden, kucak açan biriydi. Onu çok özleyeceğiz, boşluğu çok büyük.’’
Vedat Yıldırım ‘’Müzisyenleri yönlendiren, onlara kucak açan insanlardan biriydi. Memleketin her katmanından insanların müziklerini sundu. Sivil kültür bakanlığı işi görüyordu. Türkmenlerin, Yörüklerin hiç bilmediğimiz kayıtlarını çıkardı.’’
Nebil Özgentürk ‘’Dünyanın ender müzik araştırmacılarından biriydi. Türkiye’nin her yerine kayıt almaya gidiyordu, her gün bir yerdeydi. Heyecanla yapardı. Köy köy dolaşarak yaptı bunları. Hasan insan biriktirdi. Müzik insanlarına yardım eden, müziğe insan katan hali kocaman bir kalabalık oluşturdu. Bine yakın belgesel yaptım. Hep imdadımıza yetişti müzikler için. İyi ki hayatımızdan Hasan Saltık geçti.’’

Söyleşi, Cengiz Özkan, Mazlum Çimen, Nilüfer Akbal, Suavi, Vedat Yıldırım’ın söylediği türkülerle ve Menderes Samancılar ile Nebil Özgentürk’ün seslendirdiği şiirlerle sona erdi. Etkinlik sonunda Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı’nın eşi Nuray Karalar, konuklara çiçek takdim etti.
HASAN SALTIK ANISINA CEYLAN ERTEM KONSERİ
Hasan Saltık’ın anısına gerçekleştirilen etkinlikler Şef Orhan Şallıel yönetimindeki ‘’Senfonik Festival Orkestrası’’ eşliğinde Ceylan Ertem konseriyle devam etti. Mimar Sinan Amfi Tiyatro’da kalabalık bir seyirci topluluğu karşısında konser veren Ceylan Ertem Hasan Saltık’ın müziğimize kazandırdığı eserleri seslendirdi.
‘’CEMİL ŞOV’’ VE ‘’SEN BEN LENİN’’ FİLMLERİNİN GALALARI GERÇEKLEŞTİ
Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma filmlerinden ‘’Cemil Şov’’ ve ‘’Sen Ben Lenin’’in galaları gerçekleşti.
Barış Sarhan’ın ilk sinema filmi “Cemil Şov” ve 43. Moskova Film Festivali’nde ilk kez seyirci karşısına çıkan, yönetmen Tufan Taştan’ın ilk uzun metraj filmi “Sen Ben Lenin” sinemaseverlerle buluştu.
Galaya ‘’Sen Ben Lenin’’ in yönetmeni Tufan Taştan, yapımcıları Ali Bayraktar ve Zeynep Ünal, oyuncuları Barış Falay, Saygın Soysal, Hasibe Eren, Özgür Çevik, Serdar Orçin ve Mustafa Kırantepe katıldı.
Film ekibi gösterim sonunda seyircilerin sorularını cevapladı. Oyuncular, senaryoyu okur okumaz ertesi gün kabul ettiklerini söyledi. Barış Falay ‘’İyi senaryo hepimizi ayağa kaldırıyor’’ derken Serdar Orçin ise ‘’İyi bir senaryo gelince, oyuncu için itici bir güç oluyor. Bana göre şampiyonlar ligi gibi bir kadro var bu filmde’’ dedi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°