Hasta yakınından doktora darp
Manşet Haber 15.01.2013 22:45:55 0

Hasta yakınından doktora darp

Hasta yakınından doktora darp

seyhan_uygulamadarpAdana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Seyhan Uygulama Merkezi Kalp Damar Cerrahisi Servisinde görev yapan Asistan Doktor Ferit Cerep bir hasta yakını tarafından darp edildi.

Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten hekim ve sağlık çalışanlarına saldırıların son bulmasını istedi. Yönetim kurulu üyesi Dr. Nuh Demirpas ile birlikte Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Seyhan Uygulama Merkezi Kalp Damar Cerrahisi Servisi Şefi Doç. Dr. İbrahim Özsöyler ve şiddete maruz kalan hekim ve hemşirelere geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.

Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, son on yılda giderek artan bir şiddet ortamı bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“ Özellikle fiziki şiddet Adana’da çok arttı. Yüreğir Devlet hastanesinin acil servisinde sürekli vukuat var. Hekim arkadaşlarım hedef olmamak için önlük giyemez duruma geldi. İzlenen politikalar sayesinde Başbakan ve Sağlık Bakanının söylemlerinden kaynaklı sağlıkta yaşanan olumsuzluklardan hekim ve sağlık çalışanı sorumluymuş gibi bir algı yaratıldı. Bakanlık bu saldırıları hasta psikolojisi olarak normal kabul ediyordu. Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesinden ondan sonra bu saldırılar kamu davası oldu. Hastane idarecileri hekimlere ve bulundukları yere sahiplenmeleri gerekir. Biz Tabip Odası olarak her zaman hekim arkadaşlarımızın yanınızdayız. Hukuk büromuz 24 saat sizlere yardımcı olur. Geçen yıldan bu zamana takip ettiğimiz 11-12 davamız var. Hekime ve sağlık çalışanlarına şiddet ve şikayetlerin son bulmasını istiyoruz.”

 

ŞİKÂYETLERİN %90’I İFTİRA

Seyhan Uygulama Merkezi Kalp Damar Cerrahisi Servisi Şefi Doç. Dr. İbrahim Özsöyler, yaşanan olayı tasvip etmediklerini belirterek, “Bizim işimiz ölümle yaşam çizgisinde. Her hasta ve yakınına bilgi veriyoruz. Bir hastanın yakınına ameliyatının ertelendiği bilgisini veren Asistan Doktor Ferit Cerep arkadaşımın arkadan darp edilmesi hiç hoş değil. Bir ay içerisinde yaşadığımız ikinci olay. Fiziki şiddet var bir de psikolojik şiddet var. Bir ay içerisinde yaşadığımız ikinci olay bu. Her gelen rutin şikayet ediyor. Bu şikayetlerin yüzde doksanı iftira şeklinde oluyor. Bu durum bizler de iş güç kaybına neden oluyor. Karşı dava açabilmek için gerekli bilgileri sizlerden edinebilirsek mutlu oluruz. Biz işimizi mi yapacağız, kendimizi mi koruyacağız?” şeklinde konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°