HASTALIKTAN KORUNMAK TEDAVİDEN DAHA GÜVENLİ VE EKONOMİK
Manşet Haber 25.04.2020 11:15:43 0

HASTALIKTAN KORUNMAK TEDAVİDEN DAHA GÜVENLİ VE EKONOMİK

HASTALIKTAN KORUNMAK TEDAVİDEN DAHA GÜVENLİ VE EKONOMİK






Prof. Dr. Tayfun Uzbay: “Kronik hastalıkları olanlar grip aşısı
yaptırmalı”





Hastalıklardan
korunmanın hastalığa yakalanıp tedavi olmaktan çok daha güvenli ve ekonomik
olduğunu belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aşılamanın önemine işaret ediyor.
Özellikle kronik hastalıkları olan ve 65 yaşın üzerinde olan kişilerin her yıl
mevsimsel grip aşısını ve pnömoni aşısını yaptırmaları gerektiğini kaydeden
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bu kişiler için sadece Covid-19 değil, bu aileden
gelen diğer grip virüsleri de ciddi risk taşır” uyarısında bulundu.





Her
yıl Nisan ayının son haftası Dünya Aşı Haftası olarak kutlanıyor. Bu özel
haftada aşının ve aşılamanın önemine dikkat çekilmesi hedefleniyor.





Üsküdar
Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı ve Rektör
Danışmanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aşının insanları hastalıklardan koruduğunu,
bu nedenle aşının güvenilir bir korunma aracı olduğunu vurguladı.





Aşı
virüsler üzerinde oldukça etkili





Prof.
Dr. Tayfun Uzbay, lokal ve küresel hastalıklar üzerinde aşının etkisine işaret
ederek şunları söyledi:





“Aşıların en etkili olduğu alan bakteri ve virüsler gibi
mikroorganizmaların neden olduklarıdır. Bunlar bazen lokal veya küresel
salgınlara da neden olurlar. Ya da salgına dönüşmese de tüm dünyada yaygın
ölümlere neden olurlar. Aşı salgınların önlenmesi veya var olan bir salgının
bitirilmesi için en etkili yoldur. Hastalıklar ve salgınların aşılama yolu ile
önlenmesi, hem sağlığın korunması hem de ekonomik kaynakların hastalık tedavisi
ve bakım hizmetlerine harcanması yerine sistemin iyileştirilmesi ve refahın
artırılmasına katkı vermesine yardımcı olur. Çiçek, İspanyol gribi ve kızamık
gibi salgınlar dünyada önemli can kayıplarının yanı sıra ekonomik zorlanmalara
da yol açmıştır. Aşılar sayesinde bu gün bu hastalıkları konuşmuyoruz bile.”





Kronik
hastalığı olanlar grip aşısı olmalı





Küresel
salgına neden olan Covid-19’un bir aşısının henüz bulunmadığını söyleyen Prof.
Dr. Tayfun Uzbay, “Covid-19 aşısı için umut verici çalışmalar devam ediyor.
Mevcut grip aşıları koronavirüsten korumaz. Özellikle kronik hastalıkları olan
ve 65 yaşın üzerinde olan kişilerin her yıl mevsimsel grip aşısını ve pnömoni
aşısını yaptırmaları gerekir. Bu kişiler için sadece Covid-19 değil, bu aileden
gelen diğer grip virüsleri de ciddi risk taşır” uyarısında bulundu.





Aşılar
vücudu virüslere karşı hazırlıyor





Verem
aşısı ve kızamık aşısı gibi aşıların immün sistemi daha hazırlıklı yaptığı ve
bu tür salgınlarda koruyucu olabileceği konusunun tartışıldığını belirten Prof.
Dr. Tayfun Uzbay, “Bu konuda henüz kesin bir kanıt yok. Daha önceden
yaptırılmış olan bu tür güçlü koruyucu özelliği olan aşıların vücudun immün
sistemini daha hazırlıklı hale getirdiği bir gerçek. Pandemi süreci öncesinde
düzenli aşılarını yaptırmış kişilerin immün sistemlerinin daha dirençli olacağı
akla yatkın.Verem aşısının yoğun kullanıldığı bölgelerde ölümlerin daha düşük
olduğuna dair bazı veriler var ancak bunların da teyide ihtiyacı var. Pandemi
sona erdiğinde geriye dönük olarak tüm veriler değerlendirilecek. O zaman belki
bu konuda daha kesin bir şeyler söyleyebiliriz” dedi.





Covid-19
aşısı hızla geliştirilmeli





Aşı
geliştirmede ilk basamağın öncelikle hastalık etkenini iyi tanımak, ikinci
aşamada ise onu izole etmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “İlk iki
basamak geçildi. Yani düşmanı iyi tanıyoruz ve izole etmeyi başardık. Virüsü
izole eden ülkeler arasında Türkiye de var. Sonraki aşamalar hücre, hayvan ve
insan çalışmaları gibi çeşitli basamaklar içeriyor. Bu basamakların her birinin
de belli süreler alan çalışma paketleri var. İyi teknolojiye ve alt yapıya
sahip, iyi bir ekip ile bu süreç 1,5 ila 2 yıllık bir zaman alır. Ancak
Covid-19 bir pandemi. Yani küresel bir salgın. Bir an önce bitirilmesi
gerekiyor. Aksi takdirde ölümlerin çok daha fazla olması ve salgın sonrası
dünyanın ciddi bir ekonomik kriz yaşaması kaçınılmaz. Bu nedenle, sürenin
kısaltılması adına bazı basamaklar daha hızlı geçilebilir” dedi.





Erken
Covid-19 aşısı riskleri barındırıyor





Prof.
Dr. Tayfun Uzbay, laboratuvarlar arası bilgi paylaşımı ve ortak çalışma yapma
arzusunun yüksek olduğunu ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu da
sürenin kısaltılması için iyi bir itici güç. Aşının ortaya çıkma süreci belki
daha da kısalabilir. Örneğin yaklaşık 6 ayda yani Eylül Ekim gibi bir aşı
kullanıma sunulabilir. Erken aşıda iki riski göze almak zorunda kalabiliriz.
Birincisi bazı kademeler hızlı geçildiği için uygulama esnasında bazı yan
etkiler can sıkıcı olabilir veya aşıyı kullanmamayı gerektirebilir. İkincisi de
yeterli derecede yüksek oranda bir koruma sağlamayabilir. Aşı piyasaya
sunulmadan önce yetkili birimler bu iki risk çerçevesinde ciddi
değerlendirmeler yapacaktır. Pandemi hızını kesmez ise bu iki risk göze
alınarak uygulamaya geçilebilir. Pandemi izolasyon, hijyen ve başka tedaviler
ile kontrol altına alınırsa etkili bir aşı için gerekli süre sonuna kadar
kullanılır diye düşünüyorum.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°