HASTANELERİN PEŞİNDE!
SİYASET 28.02.2018 16:49:37 0

HASTANELERİN PEŞİNDE!

HASTANELERİN PEŞİNDE!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, Adana’nın Seyhan ilçesinin batısına ve Yüreğir’in Karataş Caddesi’ne yapılması planlanan hastanelerin peşini bırakmıyor.
Adana’nın Yüreğir ilçesi Karataş Caddesi üzerindeki Adana Devlet Hastanesi’nin akıbetini sorgulayan Tümer, yıllarca Çukurova Üniversitesi pamuk araştırma merkezi olarak kullanılan Mustafa Kemal Paşa Bulvarı üzerindeki verimli araziye Numune Araştırma Hastanesi yapılmasına rağmen kısa süre sonra kapanmasını da gündeme taşıdı.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ise “Seyhan'da bir hastane yapılma kararı olduğunu kendi Bakanlık dönemimden biliyorum, hatırlıyorum. Dolayısıyla, bunun da en kısa zaman içerisinde inşallah yapılması ümidimdir” dedi.
DEVLET VE NUMUNE HASTANELERİ NE OLACAK?
Hastanelerle ilgili gelişmelerin Adanalılar tarafından merakla beklendiğini vurgulayan Tümer, şunları söyledi:
“117 yıl önce Gureba adıyla açılan Adana’nın Yüreğir ilçesi Karataş Caddesi üzerindeki Adana Devlet Hastanesi, 2012 yılında yıkılmıştır. İhtiyacı karşılamadığı gerekçesiyle yıkılan hastanenin yeniden yapılacağı belirtilmesine rağmen 2012’den bu yana proje aşamasında kalmıştır. Adana Devlet Hastanesi’nin yıkılmasıyla Yüreğir ilçesinin güneyinde bir tek hastane dahi kalmamıştır. Söz verildiği üzere yeni ve modern bir hastane inşaatına ne zaman başlanacaktır? Yine yıllarca Çukurova Üniversitesi’nin pamuk araştırma merkezi olarak kullandığı Yüreğir’deki verimli tarım arazisine Numune Araştırma Hastanesi yapılmış ancak kısa süre sonra Şehir Hastanesi nedeniyle kapanmıştır.
HASTANE BEKLİYORUZ
Nüfusu 500 bine dayanan Seyhan ilçesinin batısında yaşayan vatandaşlarımız Sağlık Bakanlığı’nın bu bölgede hastane yapımı için ödenek ayırdığını açıklamasına rağmen henüz inşaatın başlamaması nedeniyle kaygılarını dile getirmektedir. Seyhan İlçesi D-400 karayolu üzerinde bulunan Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne ait atıl durumdaki tesisin Seyhanlı hemşehrilerimize hastane olarak kazandırılması beklenmektedir. Bu konularla ilgili gelişmeleri merakla bekleyen Adanalılar için yeni bir açıklamanız olacak mıdır?”
Tümer’in konuşmasına yanıt veren ve mecliste hükümet adına bulunan Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ da, “Adana Yüreğir'de bir devlet hastanesinin yapılma düşüncesi öteden beri var, arsa sıkıntısından dolayı şu ana kadar geciktiği kanaatindeyim. Seyhan'da da bir hastane yapılma kararı olduğunu kendi Bakanlık dönemimden biliyorum, hatırlıyorum. Dolayısıyla, bunun da en kısa zaman içerisinde inşallah yapılması ümidimdir” diye konuştu.
http://www.adanaulus.com/devlet-hastanesi-yikildi-bu-tabela-kaldi/

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°