HAYAT BİLGİSİ: ANNELİK VE YAVRULUK HAKKI

HAYAT BİLGİSİ: ANNELİK VE YAVRULUK HAKKI






Bu hafta okullar ikinci yarıya başladı. Hayat bilgisi, adını ve kendini en çok sevdiğim, okulda en çok öğrendiğim dersti. Öğretmenler kardan kıştan odundan iklimlerden geçimden söz ederdi. Geriye dönüp baktığımda en eksik kalan yanı herhalde hayvanlardı, köyümüzün her yanı yaban ve evcil hayvanla doluydu da kimsenin hayvanlardan söz etmek aklına gelmezdi. Yoksulluktan da söz edilmezdi pek, o kendisi gibi sessiz sedasız geçiştirilirdi.





Ben bugün biraz kıştan biraz hayvanlardan bahsedeceğim.





Uzun bir kış yaşanıyor bu sene, kış havalarını severim, benim için güzel hoş bir mevsim. Çukurova’da ovalık alanda kar görmek imkansız gibi bir şey, “Adana’ya kar yağmış” ancak bir söylence, buralarda bol bol yağan yağmur kışı temsil ediyor. Bardaktan boşanırcasına, bazen pervaz boşluklarında kuzey uğultularını andıran sesler çıkararak esinti halinde (Adana’nın boranı poyrazı bu) bol bol yağmur yağıyor. Kar, arka planda Toroslarda beyaz bir şapka oluşturuyor. 100-150 kilometre yukarılardan, ta Kayseri’den başlayıp yamaçlardan süzülüyor sular, üç ana nehir boyunca,  Berdan, Seyhan, Ceyhan hattında ovalardan geçip Akdeniz’e dökülüyor. Daha şimdiden Seyhan göl ve nehir yatağı suya doymuş, Çukurova toprakları kana kana suya doymuş bulunuyor. Adana’da asfaltlar bozulmuş durumda. Kışlık ayakkabılarım, oldukça da sağlam gibi gözüküyor, ama sağından solundan su alıyor. Ovada, narenciye tarlalarında sular çamurlar içinde işçi-ırgat çadırları. Şehrin alt yakası, yarısı Suriyeli sığınmacı, çalı çırpı kağıt kömür ne bulursa onunla ısınmaya çalışıyor, akşamları is kokusu kaplıyor sokakları, astımlar azmış durumda. Irgat çocuklarının, sığınmacı çocuklarının bir kısmı okuldan bile uzak, hemen tümü büzüşmüş, üşüyor.





Bu sene uzun bir kış geçiriyoruz.





Yağmur sesleri ile eniklerin sesleri iç içe geçiyor bu kış.





YAVRULAR ANNELERİNDEN, ANNELER YAVRUSUNDAN UZAK DÜŞMÜŞ





Ara tatil öncesi yakınlarımızdaki iki çocuk babalarına enik aldırmış bulunuyor. Biri hemen bitişik kapı komşumuzda, kapalı balkonda yer yapmışlar, geceleyin oraya bırakıyorlar, yan balkonda bütün gece “hav hav” havlıyor. Ara tatilde çocuklar biraz daha yakından ilgiliydiler, yavrular kıpır kıpır. Çoluk çocuk görünce, komşu bizleri görünce, kısa kuyruğu kıpır kıpır, nasıl seviniyorlar, kendilerini sağa sola vuruyor, yerlerinde duramıyorlar.





Enikler oynayacak insan arıyor, sıcak kucak arıyor.





Ara tatil, hepsi 15 gün, bir çırpıda geldi geçti.





Anneler işte, çocuklar okulda, enikler yalnız şimdi.





Akşamleyin bile iş güç ders günün yorgunluğu var. Eniklerle ilgilenecek zaman ve enerji yok.









Tüm gün, belki bir ömür bir iki sahibin yarım saatlik ilgisine kalıyor. Elbette istisnaları da var, ama bir hayvana bakmak, en az bir çocuğa bakmak kadar meşakkatli bir süreç. Büyük bir özen ve özveri istiyor.





Çocukların hayvan sevgisi, ailelerin çocuklarına ve hayvanlara gösterdiği ilgi ve sevgide bir kötülük yok, bunlar güzel şeyler.





Hatta çoğu hayvansever annesiz babasız yavruları almayı tercih ediyor, aç susuz bitap, kısa sürede yok olup gidecek hayvanları sahipleniyorlar.





Hayat paradoks. Ev hayvanları da bu paradoksa dahil.









Sıcak bir yuva, karnı tok bir hayat ama aynı zamanda bütün ömür artık tek başına; türdeşlerinden, kardeşlerinden annelerinden, topluluktan uzak halde geçecek.





YAVRU HAYVANLARA ANNEYLE, ANNELERİNE YAVRUYLA OLMA HAKKI TANINMALI





UNESCO’nun 15 Ekim 1978’de ilan ettiği, 1989 yılında revize edilmiş Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi, “Madde 2-1. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir” ve  “Madde 5-1. Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bütün hayvanlar uyumlu biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.





2. İnsanların kendi çıkarları için bu uyumda ya da bu koşullarda yapacakları her türlü değişiklik bu haklara aykırıdır” denmekle birlikte annelik hakkına veya yavrunun anne hakkına dair özel bir madde yok gibi.





Yanlış bir kanaat de oluşturmak istemem ama yavru hayvanların, anneleri hayatta ise, en azından iki üç ay birlikte olmalarına yönelik, annesi kayıplar hariç diğerlerinin annelik ve yavruluk haklarına saygı gösterilmesine dair bir düzenleme veya etik bir ilke geliştirilemez mi?





Okul ve derslere dönersek, hayat bilgisi müfredatının son haline bakılırsa;  “doğada hayat” ünitesinde bazı konular ele alınıyor: HB.1.6.3. Yakın çevresinde bulunan hayvanları ve bitkileri korumaya özen gösterir./ HB.2.6.1. Bitki ve hayvanların yaşaması için gerekli olan şartları karşılaştırır./ HB.2.6.2. Bitki yetiştirmenin ve hayvan beslemenin önemini fark eder./ HB.3.6.1. İnsan yaşamı açısından bitki ve hayvanların önemini kavrar.





Umarım derslerde annelik ve yavruluk haklarından da söz ediliyordur.





Yağmur yağıyor günlerdir. Balkonun ön tarafında onlarca köpek, kış yaz çoğu kez aç ve açıkta, sokaklarda bulunuyor, sahiplenilmiş hayvanlara göre ömür çok daha kısa. Komşularımın bir kısmında köpekler kediler, aç açıkta değil, görece ömür daha uzun, günün çoğunu öksüz tek başlarına geçiriyorlar.







Adnan Gümüş

9.02.2019 12:41:10

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI