Manşet Haber 12.05.2022 09:30:15 0

'HEMŞİRE HAKLARINA SAYGI GÖSTERİN!'

'HEMŞİRE HAKLARINA SAYGI GÖSTERİN!'






Türk Hemşireler Derneği. “Küresel Sağlığı güvence altına almak için hemşireliğe yatırım yapılması ve hemşirelerin haklarına saygı gösterilmesi” çağrısında bulundu.





 Her yıl 12 Mayıs’ta ülkemizde Hemşireler Haftası olarak kutlanıldığı ifade edilen Türk Hemşireler Derneği açıklamasında,  “2020 Dünya Hemşirelik Yılı’nın başlarında hayatımıza giren Covid19 Pandemisi’nde dünya genelinde 6 milyonun üzerinde, ülke olarak da 100 bine yakın canımızı kaybettik. Pandeminin etkisini her birimiz, hayatımızın her alanında derinden hissettik. Şüphesiz pandeminden en fazla etkilenen grupların başında sağlık çalışanları, sağlık çalışanlarının içinde ülkemizde ve tüm dünyada pandeminin yükünü en fazla sırtlayan hemşireler gelmektedir.





Dünya olarak “normal”e dönmeye, pandeminin yaralarını sarmaya başladığımız şu günlerde; insanlığın, toplumun, her bir ailenin ve bireyin nitelikli hemşirelik hizmetlerine olan ihtiyacı, her zamankinden daha görünür ve daha elzemdir. Çünkü hemşireler, her bireyin ulaşabildiği, eşit şekilde yararlanabildiği, sürdürülebilir, adil, etik temelli ve geleceğe uygun sağlık sistemlerine inşaa edilmesi ve yürütülmesinde kilit sağlık çalışanlarıdır.” ifadelerine yer verildi.





Hemşirelerin çok zor şartlarda çalıştıklarının dile getirildiği basın açıklamasında;





24 saat kesintisiz çalışma, fazla mesai, güvenli ve nitelikli bakım sağlayabileceklerinden çok daha fazla sayıda hastaya bakmak durumunda olan hemşirelerin, görevleri dışında pek çok iş yaptıklarına dikkat çekildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:





“Tüm sağlık çalışanları gibi hemşirelerin de maaşlarına ve özlük haklarına yönelik bir düzenleme yapılmamıştır. İşyerlerinde karşı karşıya kalınan şiddet ve mobbing, hakim sendika ve hastane yöneticilerinin baskısı ve ayrımcılığı; liyakata dayalı olmayan yönetici atanmaları, hemşirelik yasa ve yönetmeliğinin uygulanmaması, yüksek lisans ve doktora mezunu hemşirelerin almış oldukları eğitime göre görevlendirilmemeleri, mevzuatın vermiş olduğu haklardan yararlanmalarının engellenmesi ise hemşirelerin yükünü ağırlaştırmaktadır.





Dünyanın diğer ucundaki bir şehirde ortaya çıkarak, kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan ve yaşamlarımıza hükmeden Covid19 hastalığı, söz konusu olduğunda küresel bir iyi oluşun ne kadar gerekli olduğunu, küresel sağlığın anahtarının ise nicelik ve nitelik olarak yeterli hemşire işgücünden geçtiğini tüm dünyaya göstermiştir.





Uluslararası Hemşireler Konseyi liderliğinde küresel sağlık gereksinimleri temel alınarak belirlenen, 2022 yılı temasında; hemşireler hükümetlere ve karar vericilere seslenmekte; (Küresel Sağlığı güvence altına almak için hemşireliğe yatırım yapın ve hemşirelerin haklarına saygı gösterin) demektedir.





Bu ülkenin hemşireleri olarak bizler de; siyasal liderlerimize, yetkililere, karar vericilere ve halkımıza sesleniyoruz. Halkımıza hakettiği ve ihtiyaç duyduğu hemşirelik bakımını vermek için engellerimiz var. Bu engelleri kaldırmak, toplumun sağlığının korunması, hastalıkların ve sakatlıkların önlenmesi, nitelikli ve güvenli sağlık hizmetinin verilebilmesi için hemşireliğe yatırım yapın, haklarına saygı duyun.





HEMŞİRELİK EĞİTİMİNE YATIRIM YAPIN





Üniversitelerin hemşirelik bölümlerine, ihtiyaç duyulan hemşire öğretim elemanı, uygulama alanı, sınıf, laboratuvar, ihtiyaç duyulan teknik ve teknolojik gereçler sağlanmalı.





Kontenjanlar; öğrencilerin nitelikli hemşireler olarak mezun olabilecekleri düzeyde tutulmalı. Hemşirelik mesleğini, hemşire olmayan öğretim kadrolarına öğrettirme ısrarından vazgeçilmeli. Hemşirelik bölümlerini/fakültelerini hemşire olmayan yöneticilere bırakma ısrarından vazgeçilmeli.





Atama bekleyen hemşirelerin ataması bir an önce yapılmalı. İş güvencesiz, sözleşmeli 4/B çalışma kadrolarından vazgeçilmeli. Hemşirelerin hastalarına kaliteli ve güvenli bakımını sağlayabileceği, gerçek anlamda hemşirelik hizmeti verebileceği, hasta-hemşire oranları belirlenmeli ve uygulamaya geçirilmeli. Özel hastane, üniversite hastanesi ve kamu hastanelerindeki çalışma koşullarının  ve özlük haklarının benzeştirilmesi sağlanmalı.





Hemşirelerden habersiz, hemşirelere dair kararlar almaktan vazgeçilmeli. Sağlık hizmetlerine yönelik karar alırken, düzenleme yaparken, hemşirelerin sesi duyulmalı. Hemşirelerin sahadan, tecrübeden, akademiden, bilimsel bilgiden beslenen potansiyellerinden faydalanılmalı. Hemşirelik hizmetlerinin yönetimi hemşirelere bırakılmalı.





Hemşirelerin görev yetki ve sorumluluklarını, hemşire olmayan sağlık çalışanlarına açan uygulamalardan, hemşirelerin hemşirelik dışı işlerde görevlendirilmesinden, görev tanımında olmayan işlerin hemşirelere yaptırılmaya çalışmasından vazgeçilmeli. Hemşirelik yasa ve yönetmelikleri uygulanmalı.





HEMŞİRELERİN VE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMASINA ÖNCELİK VERİN:





Çalışma ortamları baskı ve şiddetten acilen arındırılmalı. Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik gerçekçi adımlar atılmalı. Sağlıkta şiddete yol açan, özendiren, besleyen politika ve söylemlerden vazgeçilmeli.





Hemşirelerin hemşirelik yasa ve yönetmelikleri doğrultusunda çalışması sağlanmalı. 3600 ek gösterge, fiili hizmet, adil maaş, iş sağlığı ve güvenliği haklarını içeren özlük hakları düzenlemeleri gerçekleştirilmeli.





Covid19 illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı olarak kabul edilmeli ve Covid19 nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanları şehit olarak kabul edilmeli.





Hemşireler toplumumuzdaki her birey için; insan merkezli, eşitlikçi, erişilebilir, yüksek kaliteli sağlık bakım hizmeti sunmak için var gücümüzle çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Ancak mesleğimizi nitelikli bir şekilde yapma ve toplumumuza hak ettiği bakımı vermede önümüzdeki bu engeller ve bu engelleri aşmada talep ettiğimiz desteğin verilmemesi, sesimizin duyulmaması, çabamızın görülmemesi ve seslendirilmemesi bizleri yordu, gücümüzü tüketti.





İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda bu mücadeleyi sürdürmeyi neredeyse imkansız kıldı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da talebimiz yine değişmedi. Toplumumuza hak ettiği bakımı vermek için karşı karşıya kaldığımız sorunların görülmesini istiyoruz. Tüm bu sorunlara çözüm üretmek için meslektaşlarımızı derneğimize, mesleğimize güç vermeye çağırıyoruz. Halkımızı; medya organlarını ve politika yapıcıları, halk sağlığının önceliğimiz olduğu bu mücadelemize katılmaya davet ediyoruz. “



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°