HER YERDE LÜMPENLİK: MEB, YÖK, LGS, YKS, SUUDİ PRENS, ORMAN YANGINLARI

HER YERDE LÜMPENLİK: MEB, YÖK, LGS, YKS, SUUDİ PRENS, ORMAN YANGINLARI

“Bu ne biçim elma?”

Bu ne biçim insan?

Bu ne biçim sınav? Bu ne biçim okul, bu ne biçim üniversite? Bu ne biçim memleket, yanıyor göz göre göre ormanları.

Bakanlar uçakla helikopterle seyrediyor yanan ormanları pek modern, yangın uçağı yangın helikopterleri aranıyor pek eski.

Fakirlikle zenginlik arasında, kasabasıyla kasabası arasında, kenti ile kenti arasında, bir kentte mahalleler arasında uçurumlar oluşmuş.

Caddesi bazen cadde bazen patika bile değil.

Sokaklar nereye çıkar, evler kaç katlıdır, tarlalar bağlar nasıl işlenir, komşuluk nedir, gençler nasıl gençlik eder, okul nasıl okulluk yapar, var mıdır asgarileri, azamileri nedir, kim iyi öğretmenlik yapar, nasıl iyi insan yetişir, başkanlık bakanlık nedir, adalet nedir?

Asimetrik bir terslik var ortada. Ana sorun şu ki tüm bu asimetrilere rağmen mevcut durum daha da asimetrileşerek nasıl sürebiliyor?
ASİMETRİYİ SÜRDÜRÜCÜ ORTAKLIK: LÜMPENLİK
“Yalama” veya daha yumuşak haliyle “yalaka”, yalan, talan… Bu terimler çok yargı yüklü olabilir. Ama ortada bir sorun var.

Asimetrik olduğu kadar dahası var: Lümpenlik. Ne burjuvazisi doğru düzgün burjuvazi, ne en çok üyesi olan sendikalar sendika. Ne başkanı bakanı öyle. Tiranı doğru düzgün tiran değil, işçisi köylüsü doğru düzgün köylü işçi değil.

Memleketin her dokusuna lümpenlik sirayet etmiş, bütün zümre ve sınıflara ilişmiş. Burjuvazisiyle işçisiyle, iktidarı muhalefeti ile, kadını erkeği ile, ebeveyni genciyle lümpenlikte ortaklaşma var sanki. On milyonlarca bağımlı, bağımlı olduklarıyla dirsek teması içinde. Asimetrinin içi dışı ötesi dahası ciddiyetsizlik.

YÖNETİMDE LÜMPENLİK: HAZİNE, YÖK, SUUDİ PRENS, ORMAN YANGINLARI…
YÖK üyeleri katılmadıkları yapılmayan toplantı tutanaklarını imzalamaya mı zorlanmışlar da bir kısmı buna itiraz mı etmiş, istifa mı etmiş, bilemiyorum.

İngilizce Boğaziçi ayrı bir soru ama bunun kendi içinde bir anlamı vardı, şimdi İngilizce Boğaziçi’ye Türkçe programlar mı açılıyor, sağdan soldan atamalarla, anlayamıyorum.

Hazineyi maliyeyi gözlerden okuyoruz, kalpten inanıyoruz memleket düzelecek diye, biz öyle yaptıkça dolar avro enflasyon fırlıyor, bir anlam veremiyorum.
Kaşıkçı’nın kıyılmış bedeni İstanbul kanalizasyonuna boca edilmiş, dava Suudilere havale, Suudi Prens başkentte resmi kortejlerle karşılanıyor. Ölüm Hammurabi’den beri maddiyata çevrilebiliyor da, alttakinin dişini kıran üstteki, şu kadar gümüş öder hesabı, ölümün ederi maddi hesabını yapamıyorum.

Kapitalizm hep lümpen miydi, lümpenlik içsel bir karakteri mi, onu bilemiyorum, ama lümpenlik her tarafa sirayet etmiş bulunuyor, dini neyse bilimi bile lümpenleştirdiler, ilmiye-üniversiteler dökülüyor.

Balık baştan kokarsa, YÖK-ilmiye sınıfı lümpenleşirse, reis şöyle yaparsa halimiz nicedir?

Benim gördüğüm, Dünyada da ama Türkiye’de hemen tüm kurumsal veya bireysel ilişkilerde lümpenlik o kadar yaygınlaşmış ki, niteliği ortadan kaldırıyor. Türkiye’nin her şeyden önce lümpenlikle ciddiyetle yüzleşmesi gerekiyor.

MEB’TE, LGS’DE LÜMPENLİK: SINAVDA SOSYAL BİLGİLER NİYE YOK?
Temel eğitim çocukların sosyalleşmesi ve temel beceriler için var. Ölçütü bu. Yüzme bilecek, birlikte oynayabilecek, birbirini tanıyacak, ortak küme çalışması yapabilecek. Hepsi insanlık ve yurttaşlık bilincinden geçiyor. İnsan olmaya toplum olmaya hazırlar temel eğitim. Sınavda sosyal bilgiler yok.

YÖK’TE YKS’DE LÜMPENLİK: SOSYOLOJİ-PSİKOLOJİ-MANTIK YOK, BÜYÜK CİDDİYETSİZLİK
Reel, nitelikli ortaöğretim mezunu, soruların yüzde 75’ini yanıtlayabilen aday sayısı 10 binlere düşmüş.
Yani söylenenin anlamı gönderimi bulunamıyor, matematiği, feni yok, paragrafta anlamı bulamıyor, kavramın gönderimi yok.

Yani öğrencinin temel bilgileri ve analitik düşünme becerileri gelişmemiş, eleştirel düşünce zaten yok. MEB sorumluluğu örtmek için diploma dağıtıyor, ÖSYM-YÖK bol bol kontenjan tanıyor, tercih ederlerse hepsini bir yükseköğretim kurumuna, olmadı AÇIK fakülteye yerleştiriyor, fizik-kimya-matematik-sosyal bilim-mantık-felsefe yok.

Ortaöğretimden 900 bin kadar mezun veriliyor, bunların çoğuna kitap okuma alışkanlığı bile kazandırılamamış.

Dahası mezun 800-900 bin kadar, TYT’ye 3 milyon 234 bin 409 aday başvuruyor. Sen niye girdin sınava diye insan soruyor. Ben de diploma almak istiyorum, zaten fen, bilim bir şey istemiyorlar, sınav ücret istiyorlar bir tek, bilgin olsa da olmasa da üniversiteye kapağı atıyorsun.

Okulu üniversitesi YÖK’ü ÖSYM’si ciddiyetsiz. Geriye kalan çekirdek büyük bir lümpenlik.

LÜMPENLİK BLOKU: YALAN, TALAN, ÇETE…
Bu ne biçim okul, bu ne biçim sınav, bu ne biçim memur, bakan, başkan, hakim, bu ne biçim lise ki feni, matematiği, felsefesi kıt, sosyolojisi-psikolojisi-mantığı hiç yok, bu ne biçim muhalefet veya toptan bu ne biçim üniversite, bu ne biçim memleket?

Lümpenliğin ekonomi-politiği nedir acaba?
Yalanla talanla, ihmal iltimasla, rüşvetle, dolandırıcılıkla, vurdumduymazlıkla, acımasızlıkla, duyarsızlaşmayla ortaklaşıyor mu lümpenlik?

Kapitalizm veya tarikat, lümpenlik ayrılmaz bir özelliği mi yoksa ayrıca lümpeni mümkün mü?

YÖK’ün, MEB’in, reisliğin, memleketin?

Sedat Peker ile Külünk’ü, Ağar’ı Soylu’yu nerede tasnif edeceğiz?

Bilgi bilinç ciddiyet olmazsa geriye ciddiyetsizlikte, hukuksuzlukta ortaklaşma, büyük bir lümpenlik kalıyor. Osmanlıya kuralsız despotizm derlerdi, daha modern dille “lümpen despotizm”. “Lümpen hazine”, “lümpen ekonomi”, “lümpen okul” nedir acaba?

SORUNUNUN ÇÖZÜM ŞARTI: CİDDİYET
Bilinçle beraber cesaret yani ciddiyet birbirinden ayrılmaz olguları oluşturuyor.

Çözümün şartı ciddiyet. Ciddiyetin şartı yine ciddiyet. Ciddiyet töz-öz yani. Asgarisi ciddiyet.
Rahmetli dedem derdi ki: Akılsız başın çilesini ayaklar çeker, satıh tüm memleket, tüm Ortadoğu. Ciddiyetsizliğin cezasını herkes çekiyor, sınıfı zümresi boş, bilinçten ciddiyetten uzak. Lümpenlik sarmış okulunu, siyasetini, ekonomisini. Lümpen akıl, lümpen teori veya lümpen strateji de mümkün mü acaba?

Bilgi ve ciddiyet birbirine dost; üretime, sanata, iyiliğe, etiğe, ekonomiye, siyasete, devrimlere dost.

Adnan Gümüş

26.06.2022 11:54:45

YAZARLAR


ADANA-BELEMEDİK TURİSTİK TREN SEFERLERİ BAŞLAYACAK

MHP İL BAŞKANI KANLI: 31 MART SEÇİMLERİ HALKIN MEVSİMSEL TERCİHİ"

ADANA’DAN DÜNYAYA SEVGİ, DOSTLUK VE BARIŞ MESAJI

SEYHAN NEHRİ ÜZERİNDE VOLEYBOL, TENİS VE KONSER

ANADOLU EMEKLİLER DERNEĞİNDEN DAYANIŞMA

YÜREĞİR BELEDİYESİ PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA

KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!