HUKUKA BIRAKALIM DİYORLAR!

HUKUKA BIRAKALIM DİYORLAR!


Adaletin amblemi neden terazidir?
Herkese eşit tartsın diye, yani Adalet karşısında her vatandaş eşittir ilkesinden
Yola çıkılarak seçilmiştir. Bir başka veri daha vardır aslında, Hâkimlerin giydiği cübbede neden düğme yoktur?
Yoktur çünkü Hâkim kimse karşısında düğme iliklemek, kimseden emir almaz ve kararlarını Türk Anayasasında belirtilen kanunlara göre verir. Vizon tele yi izleyenler bilir, Zeki Müren de bizi görecek mi diye bir replik vardır, orada anlatılmak istenen gel onu sen benim külahıma anlat meselesidir.
Son günlerde verilen kararlar insanı çileden çıkarmaya başladı. Yazdığı veya attığı bir tweet’ten dolayı hem de on yıl önce 4 yıl ceza alır mı, Siyasi yasak gelir mi?
Gelir kardeşim! Seçimlere bir yıl kala her şeyin düzenlendiği kanunlar geliyor sanki akla, ama sadece hükümetin yararına olan kanunlar sanki.
Önce seçim kanunu değişti, akla ziyan kararlar çıktı, gerçi kanuna ne gerek var? Kanunsuz olan kararlar seçimlerde mühürsüz oyların saat dört buçukta sayılması zaten Anayasa’ya aykırı değimliydi?
Demek oluyor ki,
Kanun yapmaya gerek yok ülkede tek adam rejimi her şeyi kendine göre avantaj sağlayan kararlara imza atmaya yetti.
Şimdi,
İki gün önce CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için verilen 4 yıllık ceza kararların ne kadar şaşırtıcı olduğunu görmek için kör olmaya gerek yok.
Peki,
Daha neler göreceğiz diye bir soru gelebilir akla, O zaman 2015 yılında olan olayları örnek almaya gerek var mı bilemem.
Yazdıklarımız bazılarına hikâye gibi gelebilir ama sonu iyi biter dileği ile düşüncelerimizi klavyeye döküyoruz.
Bu ülke hepimizin gibi klişe sözler yazmaya cam.  Ama, bu ülkeyi düşünmeden sadece kendi ahvallerini düşünenler tarih sayfasında nefretle anılacaktır.
Başta dediğimiz gibi Hâkim düğme iliklemez, kararlarını Anayasadaki kanunlara göre verir dedik, öyleyse şu son günlerde alınan kararlar neye göre verildi Tartışmamız gereken bu.
On yıl önce olan hareke göre ceza vereceksen İktidar mensuplarında aynı cezaları vereceksin ki, bu ülke Adaletin herkes için aynı uygulandığını bilsin.
Adaletin amblemi neden terazidir?Herkese eşit tartsın diye, yani Adalet karşısında her vatandaş eşittir ilkesindenYola çıkılarak seçilmiştir.
Bir başka veri daha vardır aslında, Hâkimlerin giydiği cübbede neden düğme yoktur?Yoktur çünkü Hâkim kimse karşısında düğme iliklemek, kimseden emir almaz ve kararlarını Türk Anayasasında belirtilen kanunlara göre verir. Vizon tele yi izleyenler bilir, Zeki Müren de bizi görecek mi diye bir replik vardır, orada anlatılmak istenen gel onu sen benim külahıma anlat meselesidir.Son günlerde verilen kararlar insanı çileden çıkarmaya başladı. Yazdığı veya attığı bir tweet’ten dolayı hem de on yıl önce 4 yıl ceza alır mı, Siyasi yasak gelir mi?Gelir kardeşim!
Seçimlere bir yıl kala her şeyin düzenlendiği kanunlar geliyor sanki akla, ama sadece hükümetin yararına olan kanunlar sanki.Önce seçim kanunu değişti, akla ziyan kararlar çıktı, gerçi kanuna ne gerek var? Kanunsuz olan kararlar seçimlerde mühürsüz oyların saat dört buçukta sayılması zaten Anayasa’ya aykırı değimliydi?Demek oluyor ki,Kanun yapmaya gerek yok ülkede tek adam rejimi her şeyi kendine göre avantaj sağlayan kararlara imza atmaya yetti.Şimdi,İki gün önce CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için verilen 4 yıllık ceza kararların ne kadar şaşırtıcı olduğunu görmek için kör olmaya gerek yok.Peki,Daha neler göreceğiz diye bir soru gelebilir akla, O zaman 2015 yılında olan olayları örnek almaya gerek var mı bilemem.Yazdıklarımız bazılarına hikâye gibi gelebilir ama sonu iyi biter dileği ile düşüncelerimizi klavyeye döküyoruz.Bu ülke hepimizin gibi klişe sözler yazmaya cam.  Ama, bu ülkeyi düşünmeden sadece kendi ahvallerini düşünenler tarih sayfasında nefretle anılacaktır.
Başta dediğimiz gibi Hâkim düğme iliklemez, kararlarını Anayasadaki kanunlara göre verir dedik, öyleyse şu son günlerde alınan kararlar neye göre verildi Tartışmamız gereken bu.On yıl önce olan hareke göre ceza vereceksen İktidar mensuplarında aynı cezaları vereceksin ki, bu ülke Adaletin herkes için aynı uygulandığını bilsin.
 


Süleyman YALÇIN

15.05.2022 14:41:37

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI