Dostum Donald…”Nereden dost oluyormuşuz,” deme. Gerçi aynı okulda okumadık, yüz yüze de görüşmedik ama ben seni sık sık televizyonda görüyorum. Ben televizyonda bir keregördüklerime bile ,”Dostum,” diyorum. Herkese de anlatıyorum. Yutmuyorlar ama olsun.
Bak, Donald; yanlış şeyler yapıyorsun. Ben bu konuda az bilgili sayılmam. Bilgim biraz okumaktan, biraz da bizzat yaşamaktan geliyor. Şimdi sana dostun olarak bazı ikazlarda bulunmak istiyorum. Haddimi aşarsam, özür dilerim.
- Bazı danışmanlarını hemen değiştir. Duyduğuma göre eline İncil alıp, Saint John Kilisesine kadar yürümüş, orada poz vermişsin. Çok yanlış, Donald. Haklısın,1920’lerde Almanya’da öyle yaptılar ama onu yaptıran Goebbels gibi bir propaganda dehasıydı ve halkını iyi tanıyordu. Yani sana buradan ekmek çıkmaz. Hem bak, Kiliseden sorumlu PiskoposMariann Edgar Budge ne demiş: “Başkan İncili’i kullandı. Buraya dua etmeye gelmedi. Şov yaptı. Çileden çıktım.”Saygısız Herif, sana ne? Sen şimdi hemen bir manevra yap ve “Ben aslında Kiliseye gitmedim. Geçiyordum, uğradım. İncil’i de yerde buldum; günah olmasın diye aldım,” falan de.
- Sonra duydum ki sen Kiliseye yürümeden önce polis göz yaşartıcı gaz, cop falan kullanarak, protestocuları dağıtıp, sana yol açmış. Bunlara ne gerek var, Donald? Sen koskoca başkansın, yürü git. Ne korkuyorsun? Sana kim ne yapabilir? Üstelik onlar senin vatandaşın. Yazık.
- Huston Emniyet Müdürü, Art Acevedediye bir adam varmış. Ben kendisini tanımam. Demiş ki,“Söyleyecek bir şeyin yoksa, çeneni kapa. Başkan gibi davranma zamanı. Burası Hollywood değil.” Ne demek bu? Ne terbiyesiz herifmiş. Şimdi hemen olmaz; ortalık biraz yatışsın, sen ona gününü göster.
- Ha, bir de George Floyd’un kardeşi olay yerini ziyaret etmiş. ”Şiddet olaylarına son vermeliyiz.Bunu başka yolla yapalım. Kime oy verdiğinizi bilin,”falan demiş. Ben pek anlamadım, Donald. Geçen hafta da intikam yemini etmişti. Ne demek istiyor acaba? Sen onun ağzını bir arat da, gereğini yap, hemen. Çok konuşmasın.
- Bak hele, Donald; bir şey soracağım. Sizin orada bağımsız otopsi yapan kurumlar mı var? Galiba rapor çıkmış da, ailenin avukatı,“Sadece boğazına bastıran polis DerekChuavin değil, diğer polis de ölümden sorumlu,” demiş. Donald, bunlar tehlikeli işler. Sen şu polisleri koru ki, onlar da seni korusun.
- En çok da ağırıma ne gitti, biliyor musun, Donald? Spike Lee, senin bu İncil’li, şovun üzerine, “İncil eline oturmuyordu; o da İncil’i tutarken kendini rahat hissetmiyordu. Hayatımda hiç böyle bir şey görmedim, hele bir dünya liderini. Salakça bir gösteriydi,” demiş. O kim oluyor ya? Altı-üstü bir film yönetmeni kendisini bir halt sanıyor, demek. Zaten, ah bu sanatçılar yok mu…Neyse.
- Ara sıra halkı mutlu edecek şeyler yap. Bak, Kim Young ne yaptı. Adam cin. Hatırla, halk ne kadar sevinmişti. 15-20 gün ortalıktan kayboldu. Öldü, falan dediler. Hatta bir ara, “Beyin ölümü gerçekleşmiş,” dedirtti. Sen de öyle yap; öyle dedirt. Yemin etsen başın ağrımaz.
- Donald, Dostum, KellieChuavin’i tanıyor musun? Katil polisin karısıymış. On yıllık karı, boşanma davası açmış; hem de tazminat mazminatistemeden. Bilmiyorum Melanie yenge bunu duydu mu.Gerçi seni boşayacak kadın anasından doğmadı ama kadın bu, belli mi olur? Hala, insan olduğunu hatırlayanlar var. Yine de tedbirli olmak lazım.
Dostum, aslında Ulusal Muhafızları göreve çağırmanı, gazetecileri falan da yazacaktım ama inan yerim bitti. Burada o kadar çok şey konuşuluyor ki…İnsallah, daha sonra.
HA, BİZLERİ DE SORGU SUAL EDECEK OLURSAN…
