İKİ BAYRAMI BİRDEN YAŞAYACAKLAR
Manşet Haber 27.07.2020 13:52:45 0

İKİ BAYRAMI BİRDEN YAŞAYACAKLAR

İKİ BAYRAMI BİRDEN YAŞAYACAKLAR






Evleri yıkılan aileye yeni ev sözü veren Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, bu sözünü tuttu ve Tik Ailesi yeni evine kavuştu.





Ocak ayındaki yoğun yağışlarda Karslılar Mahallesi 82093 Sokakta Hatun-Ali Tik çiftinin yaşadığı ev heyelan nedeniyle ağır hasar gördü. Adana Valiliği olası bir can kaybı yaşanmaması için Çukurova Belediyesi’nden binanın hemen yıkılmasını istedi. Ancak kalacak yeri olmayan aile yıkıma direndi. Bunun üzerine Karslılar Mahallesi’ne giden Başkan Soner Çetin, aileyi ikna etmeye çalıştı. Ailenin kalacak yerleri olmadığını söylemesi üzerine Başkan Soner Çetin, “Size söz veriyorum. Bakanlığa yazı yazacağım. Olmadı evinizi ben kendim yapacağım” dedi. Aile bunun üzerine ikna oldu ve 10 Ocak’ta yıkım çalışmaları başladı.









ANAHTARI EVİN HANIMINA TESLİM ETTİ





Ağır hasarlı evin yıkımının bitirilmesinin ardından Başkan Soner Çetin, verdiği sözü tutarak aileye yeni ev yapılması talimatını verdi. Birkaç ay içinde bitirilen ev Soner Çetin tarafından aileye teslim edildi. Mahalleye gelişinde ev sahipleri Hatun-Ali Tik ve mahalle sakinleri tarafından alkışlarla karşılanan Başkan Soner Çetin, yeni evin anahtarını Hatun Tik’e teslim etti.





SÖZ TUTULMAK İÇİN VERİLİR





Aile üyeleriyle birlikte yeni evi gezen Başkan Soner Çetin, “Şu anda çok mutluyum. Sizin mutlu olmanız beni de inanılmaz mutlu ediyor. O zaman size üzülmemeniz gerektiğini, her şeyin bir çözümünün bulunacağını söylemiştim. Evinizde ağır hasar vardı. İçinde bulunduğunuz durum beni çok üzmüştü. Ama çok şükür verdiğim sözü tuttum ve size yeni evinizi teslim ettim. Söz verdiğinizde sözünüzü yerine getirmelisiniz. Yerine getiremeyecekseniz hiç söz vermeyeceksiniz” dedi.









Hatun Tik de yeni evine kavuştuktan sonra duygularını gözyaşları içinde ifade etti. “Soner Başkan’dan Allah razı olsun” ifadesini kullanan Hatun Tik, “Sözünün eri bir başkan. Bundan sonra her zaman yanındayız. Bizim ev yapma imkanımız yoktu. Evimiz eskisinden de güzel oldu. Bu millete böyle başkan lazım. Çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.





Başkan Soner Çetin, alkışlarla karşılandığı mahalleden yine alkışlar ve dualarla uğurlandı.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°