İktidar Hayatı Hedef Aldığında, Hayat İktidara Direniş Olur
Manşet Haber 5.06.2013 17:28:15 0

İktidar Hayatı Hedef Aldığında, Hayat İktidara Direniş Olur

İktidar Hayatı Hedef Aldığında, Hayat İktidara Direniş Olur

Adana(Ulus)--mmologo TMMOB Makina Mühendisleri Odası Adana Şubesi,  iktidarın hayatı hedef aldığında, hayatın iktidara karşı direniş olduğunu savunarak, Başbakanın halktan özür dilemesini istedi.

MMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, 31 Mayıs 2013 tarihinde başlayan ve ülkenin her yerine yayılan direnişlerin; Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların bilim, teknik ve hukuk kurallarını hiçe sayarak hazırlanmış bir proje ile talan edilerek sökülmesine başlanması karşısında demokratik tepkilerini gösteren vatandaşlara karşı polisin aşırı güç kullanımı sonucu olduğu görüşünü savundu. MMO Açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

“Bilindiği üzere, Anayasa‘nın 34. maddesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemenin bir hak olduğunu ve bu hakkın kullanılmasının izne tabi olmadığını açık bir biçimde düzenlemiştir. Örgütlenme ve gösteri yürüyüşü hakkı, aynı zamanda Anayasa‘nın 2. maddesinde düzenlenen 'demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti' ilkesi ile yakından ilgilidir. Demokratik yaşamın vazgeçilmez öğesi örgütlenme hakkıdır, ancak bu hakkın tek başına bir şey ifade etmeyeceği açık olduğundan düşünce ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması gereği doğmuştur.  Bu nedenle, Anayasanın 12‘nci maddesi; herkesin, 'kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetler'e sahip olduğunu söylemektedir. Bu hak ve hürriyetler kapsamında da Anayasa‘nın 25 ve 26‘ncı maddelerinde 'düşünce ve ifade özgürlüğü' yer almaktadır.

Demokrasilerde hükümetler sadece kendisini seçenlerin, destekleyenlerin değil tüm halkın yararını göz önünde tutmak zorundadır. İktidarlar, halkın kendilerine biat etmesini talep edemez tam tersine halkın taleplerini demokratik yollarla dile getirmesini desteklemekle yükümlüdür.

Halkın tepkisi Taksim Gezi Parkı ağaçlarının sökülmesi olayı ile başlamıştır. Ancak, bu bardağı taşıran son damladır. Yaşanan olaylar AKP hükümetlerinin 11 yıllık iktidarı boyunca, zorlayıcı, yasaklayıcı, kutuplaştırıcı, halkın gündelik yaşamlarını kendi ideolojileri çerçevesinde zorla şekillendirmek isteyen, faşizan ve baskıcı politikalarının sonucudur. Yaşanan olayların verdiği ders şudur; “İktidar hayatı hedef aldığında, hayat iktidara direniş olur”.

Başbakan’ın 22 Eylül 2011 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada “Kendi halkına silah doğrultan bir rejimin, ne egemenliği ne de meşruiyeti kalır.” sözünü hatırlatmak isteriz. Yaşanan olaylar sonucunda başbakandan, orantısız güç kullanımı için geri adım atması ya da olayları yatıştırıcı açıklamalar yapılması beklenirken, aksine sadece son 5 gün içerisinde “alkolik”, “Üç beş Çapulcu” “1’e 10 toplarız” , “AVM yapılacaktır”, “%50 yi evinde zor tutuyoruz” gibi hem kışkırtıcı, hem de neredeyse iç savaş tehditi sayılabilecek ifadeler kullanması son derece tehlikelidir.

Gelinen noktada Hükümet; Başbakan halktan özür dilemeli ve Taksim’de yapılması planlanan projeden vazgeçildiğini kamuoyuna açıklamalıdır.

Ülkenin pek çok noktasında ağır yaralanmalar ve ölümlere sebep olan polis terörüne bir an önce son verilmesi sağlanmalıdır,

Yaşanan olaylar sonucunda gözaltına alınan ve tutuklananlar ivedilikle serbest bırakılmalıdır.

Başta İstanbul Emniyet Müdürü ve Emniyet Genel Müdürü olmak üzere yaşanan şiddet dalgasının sorumluları istifa etmelidir.

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

31.1° / 13.6°