İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN
Manşet Haber 12.06.2020 17:29:42 0

İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN'DAN TWİTTER TEPKİSİ

İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN'DAN TWİTTER TEPKİSİ






İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter'ın Türkiye'deki 7 binden fazla hesabı kapatmasına tepki gösterdi. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter'ın Türkiye'de kapattığı hesapların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek amacıyla açılan 'sahte' hesaplar olduğu ve bu hesapların tek bir merkezden yönetildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu bildirdi.





Altun, yaptığı yazılı açıklamada, Twitter adlı sosyal medya platformunun bu gece yarısı yaptığı bir açıklamayla Türkiye'de 7 binden fazla hesabın kapatıldığını duyurduğunu anımsattı.





'Twitter'ın yaptığı açıklamada kapatılan hesapların Sayın Cumhurbaşkanımıza destek amacıyla açılan 'sahte' hesaplar olduğu ve bu hesapların tek bir merkezden yönetildiği iddiası gerçek dışıdır.' ifadesini kullanan Altun, hesapların kapatılması kararına dayanak olarak öne sürülen birtakım dokümanların da bilimsellikten uzak, taraflı ve siyasi saiklerle oluşturulduğunun açıkça görüldüğünü belirtti.





'İdeolojik kara propaganda makinasına dönüşmüştür'





Merkezi Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan bir şirketin almış olduğu kararı, ideolojik yaklaşımlarını bilimsel veri olarak pazarlamaya kalkışan birtakım kişiler tarafından hazırlanmış raporla meşrulaştırma çabasının tarihi bir skandal olduğunu aktaran Altun, şunları kaydetti:





'Tek bir teknik kanıt sunulmaksızın, tamamen varsayımlardan hareketle, ilgili-ilgisiz birçok sosyal medya hesabını aynı potada eritme amacı taşıdığı açık olan bu adımın atılması, yine somut dayanaktan yoksun şekilde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile bir siyasi hareketin zan altında bırakılması kabul edilemez. 





Şeffaflık ve ifade hürriyeti kılıfına saklanmış bu ceberut yaklaşım bir kez daha göstermiştir ki, Twitter bir ticari sosyal medya kuruluşu olmanın ötesinde belirli bir siyasi ve ideolojik yaklaşımı benimseyen, bu yaklaşımına uymadığını düşündüğü tüm kullanıcılara ve aktörlere çamur atmaktan çekinmeyen bir ideolojik kara propaganda makinasına dönüşmüştür.





Çok yakın geçmişte özellikle ABD'de şahit olduğumuz tartışmalar da düşünüldüğünde, Twitter'ın siyaseten Türkiye Cumhuriyeti'ni konumlama arzusu, kuruluşun PKK ve FETÖ gibi Türkiye'ye düşman yapıların kara propaganda faaliyetlerine kol kanat germe isteği ve Türk siyasetini dizayn etme hevesi net bir şekilde görülmektedir. Geçmişte bu tür yollara tevessül etmiş birçok yapının nihayetinde nasıl bir akıbetle baş başa kaldığını bu şirkete hatırlatmak isteriz.'





Fahrettin Altun, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin hiçbir surette sahteciliğe, manipülasyona ve dezenformasyona geçit vermeyeceğini, ülkede ve tüm dünyada her zaman hakikati, hür düşünceyi ve dijital farkındalığı güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğini bildirdi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°