İLGİNÇLİKTEN ÖTEDE BİR OLGU; ÜRETEN UMURSANMIYOR!

İLGİNÇLİKTEN ÖTEDE BİR OLGU; ÜRETEN UMURSANMIYOR!






Tükettirmenin yarısı kadar ürettirmek için uğraş verilmiyor! Dağlar talan ediliyor, ovaların ekim alanları bozuluyor, ağaçlar kesiliyor, meclis toplanıyor, geziler düzenleniyor…





Bir tane “üretmekten” yana atılım görülmüyor!





Hesler kurulacak doğa katlediliyor,





Sanayi hızlanacak ekim alanları ortadan kaldırılıyor,





Beton yapılar yükselecek kentte yaşam alanı daraltılıyor,





Maaşlar yetmiyor emekçi açlığa terk ediliyor,





Gençler işsiz umutsuzluğa sürükleniyor,





Üretici girdilerle boğulup çalışma alanından uzaklaştırılıyor…





“İktidarın”, yaptıklarından kaynaklanan sonuçları görmemesi/ bilmemesi olası mı?





İlginç bulunacak onlarca/ yüzlerce olay…





***





Maliye Bakanı’nın bu günlerde nereleri gezdiğine bir bakalım…





İnşaat sektörüyle buluşuyor, emlakçılarla buluşuyor, toptancılarla görüşüyor; hepsi “iktidarın” sıkça kamu musluklarını açtığı, ucuz kredileri yönlendirdiği, en sıkıntılı günlerde kazanmalarını sağladığı katmanlar…





Yurttaşın bu denli “açlığa” sürüklendiği süreçte, ödeme/ temel gereksinim sağlama güçlüğü yaşadığı dönemde, işsizlik/ yoksulluk çıtasının doruk yaptığı zaman diliminde “bankaların” kazanç artırmada zorlandığını gördünüz mü, duydunuz mu hiç?





Her üç ayda bir yayınladıkları bilançolarda bunu görmek olası…





Üretici zarar ederken, işsizlik büyürken, açlık/ yoksulluk artarken, tüm çalışanlar yetersiz maaş alırken, yurttaş gereksinmelerinin birçoğuna ulaşamazken, bankalar ne yapıyordu/ nereden alıyordu/ hangi koşulları deniyordu da kazanıyordu?





Bu yaşanan ilginç değil mi?





***





Aslında “ilginç” olmasını istiyorum da; değil işte!





Hani “gözlerinin içi ışıldayan bakanın” sıkça yineleyip, her yineleyişte “süresini” uzattığı “enflasyondan kurtuluş günü” var ya; aslında işin başından bu yana inandırıcılığı olmayan bir yaklaşımdı!





Merkez bankasından belirlediği faiz yüzdeondört, bankanın “o parayı” sattığı rakam iki katın üzerinde; bankaların kazanması için “faizleri” düşük tutup, aynı paranın yurttaşın eline katlanarak geçmesinin arasındaki “fark” bankaların kazancı!





“İktidar” bankacılara gidiyor, dışarıdan sağlanan girdilerle ayakta duran sanayicinin yanına gidiyor, beton yapıları elinden çıkarmakta zorlanan yüklenicinin yanına gidiyor, tüketimi artırıcı sektörlerin yanına gidiyor, bu yurdun emekçisinin görmediği/ bilmediği/ gezemediği yerleri yabancı turiste tanıtacak olan firmaların yanına gidiyor…





Arasında üreticinin olmaması ilginç değil mi?





***





“İktidara” göre bu yurdun insanı, bu yurdun üreteni, bu yurdun çalışanı, bu yurdun emekçisi bir yana/ bu yurdun varsıllıklarını bozanlar, açlığa sürükleyenler, gençleri işsiz bırakanlar, beton yapılarla doğayı katledenler, yurttaşa bu yurdu dar edenler, eğitimli gençlerin yurtdışına gitmesine neden olanlar, yurttaşın ekmek/ yağ/ şeker edinmesini zorlaştıranlar, yurttaşı yoksullaştıranlar/ aç kalmaya zorlayanlar bir yana… 





Bu yurdun beş kişisinden biri “her dönem” kazanıyor, deniyor! Beş kişiden dördü açlıkla, yoksullukla, zorlukla karşı karşıya…





“İktidarın”, dört kişi yerine “neden” bir kişiyi seçtiği, “neden” o bir kişinin büyümesini istediği, “neden” o dört kişiyi hep seçim zamanında anımsadığı, o dört kişinin “neden” bunu görmediği aslında “ilginç” değil mi?





***





Önceki yıllar “iktidar” sıkıştığında ya 15 Temmuz’u/ 17-25 Aralık sürecini anımsatıyordu, ya da Suriye/ Irak koridorunu; bunlar sanki yukarıdan zembille inmiş, durduk yerde yaşanmış olgulardı…





Şimdi de sıkça ya corona virüs süreci, ya da Rusya/ Ukrayna gerilimi gerekçe gösteriliyor, yaşanan bungunluklar için!





Yaşananları algılamasak da, beceriksizliklerini görmesek de, ülkeyi betona/ kuma boğduklarını bilmesek de “inansak!”





Şu “biz inanıyoruz” diyenlerin; bunca yanılmalarına, bunca “aldatılmışlık” sendromu yaşamalarına karşın kaypak/ yancıl/ yandaş tutamlarını da “ilginç” bulanlardanım!





Ülkenin sürüklendiği “yeri” görmediklerini sanmıyorum, buna karşın “iktidarın” her yanlışının ardında “kaya” gibi durmalarını, en son Atatürk Havalimanı talanında da gördük!





Bu denli umursamazlık “ilginç” değil mi?





***





Burada “iktidar” ne yapmıyor sorusu ortaya çıktı; öyle ya, ne yapmalı?





Canlının beton yapılardan, elektronik aletlerden, asfalt yollardan, beton yapılardan, iki yakayı bağlayan tünelden/ köprülerden, sığınmacı/ yabancı yatırımcıdan önce “açlık” duygusunu çözmesi, insanların doyması gerekir!





Sokağa çıkıyorsunuz; karşılaştığınız insanların ya boynu bir yana kaymış, ya yüzleri ekşimtırak, ya dalgın, ya dudakları kuru, ya kavga için mini gerekçeler arayacak denli patlamaya hazır…





İşte şu gün oldu, Çukurova’nın üreticisi başlayan hasatla birlikte açıklanamayan buğday taban fiyatını bekliyor! Bu bölgenin “muhalefet” milletvekilleri neden açıklanmadığını sorarken, “iktidarın” milletvekillerinin ağzını bıçak açmıyor!





Evet, “iktidar” insanların yoksunluk/ açlık yaşamasını çözecek üretim için çaba harcamıyor, üretenin yanında durmuyor/kamu kaynaklarını üretene açmıyor!





İlginçlikten çok ötede olan olgu bu!



Oktay EROL

19.05.2022 20:06:02

YAZARLAR


YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI