İmdat polis!

İmdat polis!

Tarih 29 Ekim 2012, Yer; Adana

Sabah saatlerinde Adana Merkez Cami, Şırnak’ta şehit olan Polisimiz İbrahim Engin’in cenaze törenine ve acıyla dolu yakınlarına ev sahipliği yaptı.Adana Valisi,Belediye Başkanları,Emniyet Müdürü,Siyasi Parti temsilcileri gibi bir çok üst düzey yönetici de katıldı cenaze törenine.Acıyla uğurladılar son yolculuğuna ..

Saat 13:30 saatlerinde Çakmak Caddesi Mevkiinde 40-50 civarında kendini bilmez,herhangi bir insan nitelemesine koyamadığım varlıklar böyle bir günde sokak ortasında terör örgütü pkk lehine sloganlar atarak yürüdü.Bir anda içlerinde kaldım ne yapacağımı bilemedim ve çatlarcasına sinirle telefonumdan ihbar etmek üzere İmdat Polis hattını 155’i aradım.Tam 4 kez aramama rağmen sonuç aynıydı ulaşılamıyordu.Şaka gibiydi resmen,29 Ekim Cumhuriyet Bayramında pkk sempatizanları yürüyüş yapıyor,caddedeki insanlar çekinerek tepkisiz kalıyor daha da ötesi can ve mal güvenliğimizi emanet ettiğimiz,aradığımız an ulaşabilmemiz gereken 155 İmdat Polis hattına ulaşılamıyordu.Sorunun kendi telefonumda olduğunu düşünerek annemin telefonundan aradım ancak oradan da ulaşılamıyordu.
Sinirli ve çaresiz haldeydim,acaba bulunduğum yerde şebeke sorunu mu var ? diye soruyordum kendi kendime.Polise ulaşamıyor olmayı hala aklım almıyordu.Bu durumda  aklıma gelen ilk şey sosyal medya oldu,her gün onlarca saçma şeyin TT listesine girdiği,zaman zaman hepimizin havadan sudan sohbetler için,’’nadiren’’ faydalı durumlar için kullandığımız twitter’a yazdım olayı.Duyarlı bir insan evladı dedim,duyarlı bir vatandaş dedim polisi arasın !
İnanır mısınız hiç kimse oralı bile olmadı,sağolsunlar.
Amacım olayı dramatikleştirmek değildi,en büyük korkum pkklı gurubun saat 15:30 da Cumhuriyet Yürüyüşünün başlayacağı Eski Kız Lisesi istikametine doğru yürüyor olmasıydı.Amaçları yürüyüşü sabote etmek olabilir diye düşünüyordum bunun için telaşlanmıştım,155’e ulaşamadım ..

Bıçaklanmış olsaydım,gaspa,tecavüze,saldırıya uğramış olsaydım,canlı bomba ihbarı yapacak olsaydım yine ulaşamayacaktım.

Tarih 29 Ekim 2012 Yer; Ankara/Ulus

Ankara da illegal olarak kutlandı Cumhuriyet.Miting için şehir dışından gelen 110 otobüs kimlik kontrolü sonunda geri çevrildi.Anıtkabire yürüyemezsiniz dediler,Birinci Meclisin önünde toplanamazsınız dediler barikatlar kurdular !
Halk coşkuyla sokaktaydı ellerinde Türk Bayrakları,Atatürk Resimleriyle.
Benim,pkk yürüyüşünü ihbar edebilmek için arayıp ulaşamadığım polis, Ulusta Cumhuriyet Bayramını kutlamak isteyenlere,elinde Türk bayrağı olan nineme,elinde Atatürk resimleri olan küçük kardeşime,dilinde özgürlük,barış,demokrasi,cumhuriyet olan anneme,babama,ablama,abime benim her köşesi cennet olan memleketimin asil yürekli insanına su sıktı,biber gazı sıktı.
Su sıktı,biber gazı sıktı ..

Takdir Yüce Türk Milletinindir.

 

Saygılarımla
Cumhuriyet Çocuğu Enis ARARAT ..

 

enisararat@gmail.com
https://twitter.com/EnisArarat

adanaulus

30.10.2012 02:09:53

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI