İMO ADANA’NIN ULAŞIM SORUNLARI AÇIKLADI
EKONOMİ 25.09.2018 12:39:13 0

İMO ADANA’NIN ULAŞIM SORUNLARI AÇIKLADI

İMO ADANA’NIN ULAŞIM SORUNLARI AÇIKLADI

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, ülkemizde ve dünyanın pek çok kentinde ulaştırmanın toplum hayatını etkileyen en önemli unsurlardan biri olduğunu anımsattı.
İMO Adana Şubesi’ndeki basın toplantısında açıklamalarda bulunan Turanbayburt, okulların açılmasıyla birlikte her zaman olduğu gibi sorunların daha da katlandığının görüldüğünü, yaklaşan yağmurlu günlerin trafiği daha çekilmez kılacağını da önceki yıllardaki tecrübelerden bildiklerini dile getirdi. İMO Adana Şube Başkanı şöyle konuştu:
“Tüm bu sorunların artarak devam etmesi, ulaşımın iyileştirilmesi için basit teknik çözümlerden daha fazlasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Adana’nın, yapısına ve yararına uygun ulaştırma politikasının oluşturulması için her şeyden önce; tüm sorunların çözümünde olduğu gibi popülist olmayan, göz boyama amacı gütmeyen, ihtiyaca parmak basan çalışmalar yürütülmesi gereklidir. Bunu özellikle vurguluyoruz, çünkü ne yazıktır ki Adana’da kent içi trafiğin çözümüne ilişkin yeterli çalışmaları göremiyoruz. Yapılan birkaç iyi düzenleme, gerekeni karşılamanın hayli uzağındadır.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Bu durumda kurumlarıyla, meslek örgütleriyle, vatandaşlarıyla hepimiz çözümlerin hayata geçirildiğini görene kadar konuyla ilgili uğraşmalı, çalışma yürütmeli, yetkilileri uyarmalıyız. Bu anlayış çerçevesinde İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak önerilerimizi sıralıyoruz:
Adana için ‘Ulaşım Ana Planı’nın hazırlanması gerekmektedir. Ulaşım ana planı çalışması; çevre düzeni planı, nazım imar planı, sakınım planı ve uygulama imar planları ile uyum, koordinasyon ve eşgüdüm içerisinde yürütülmelidir. Bu plan, mevcut ve gelecekteki ulaşım talebinin gerçekçi büyüklük ve nitelikleri belirlenerek hazırlanmalıdır. (en az 20 – 30 yıllık). Ayrıca uygulamalar ve sonuçları sürekli izlenmelidir.
Planlama sürecinde; basit ve tekniğine uygun, trafik mühendisliği çerçevesindeki çözümlerle Adana’nın sorunlu trafik akımında iyileştirmeler yapılmalıdır.
Motorlu taşıt trafiğini kent merkezlerine davet eden uygulamalardan kaçınmalıdır.
Kentlerimizin kısıtlı yolağını erişilebilirlik yönünde verimli kullanabilmek için yollarda taşıt yoğunluğunu azaltmak, taşıtlarda ise yolcu yoğunluğunu arttırmak durumundayız.
Kısıtlı yol altyapısının taşıt hareketliliğinden ziyade insan hareketliliğine yönelik planlanması mevcut yolları insan hareketliliği yönünde verimli kullanılmasını sağlayacaktır.
Toplu taşıma öne çıkmalıdır. Toplu taşıma türlerinin bütünleştirildiği “tek bilet” uygulamasına yönelik çözümler araştırılmalıdır.
Şehir merkezi dolmuşlardan arındırılmalıdır. Dolmuşlar fiziki koşullara uygun şehrin çeperinde çalıştırılmalı, toplu taşım araçları birbiriyle rekabet halinde değil destekler duruma getirilmelidir.
“Kent insanlar içindir” yaklaşımıyla gereken alanlarda taşıt trafiğine kapalı alanlar oluşturulmalıdır. Çakmak Caddesi, Ali Münif Yeğenağa, Büyük Saat civarı ve Tepebağ Höyüğü çevresi vb alanlar araçtan arındırılıp, yaya bölgesi haline getirilmelidir.
Ulaşım yatırımları toplu taşımacılığa yönelmeli, kentlilerin toplu taşıma araçlarını kullanması için toplumsal eğitim süreci başlatılmalıdır. Ayrıca okullarda toplu taşımayı özendirici eğitimlere yer verilmelidir.
Kaldırımların araba ve esnaf malzemeleriyle işgal edilmesinin önüne geçilmelidir.
Yerleşime açılacak yeni bölgelerde ise mekansal planlama kriterlerine uygun sokak, cadde, bulvar, refüj ve kaldırımlar geniş tutulmalı ve bisiklet yolları da düşünülmelidir.
Hafif raylı sistem, ilave güzergahlarla yeniden projelendirilmeli, özellikle üniversite, hastane, otogar, havaalanı ve iş merkezlerinin yoğun olduğu bölgeler projeye dahil edilmelidir. Mahallelerden hafif raylı sisteme ulaşım kolaylaştırılmalıdır.
TCDD hattı kent trafiği için bir avantaja dönüştürülmelidir. Demiryolu sistemi çift hatlı, elektrikli, aktarma noktalı, HRTS sistemle bağlantılı olarak yeniden planlanmalıdır.
İnsan öncelikli bir kent anlayışı ile yaşlıların, çocukların, yayaların kent içindeki her türlü hareketliliğini kolaylaştıracak bir anlayış öne çıkarılmalıdır.
Adana’nın mevcut kentleşme ve ulaşım sorunlarının kentliye doğru ve anlaşılabilir şekilde aktarılması ve duyarlı bir kentli bilinci yaratılması önemlidir. Bu çerçevede bilimsel çözüm ve iyileştirme önerilerinin de açık ve anlaşılabilir şekilde kamuoyuna aktarılması gerekmektedir.
GELECEĞİ PLANLAMAK KAÇINILMAZDIR
Kent yaşamında trafiği de içeren insani ihtiyaçlar bir bütündür. Soruna bütüncül yaklaşmak, çakılacak tek bir çiviyi bile kentsel planlamaya dahil etmek, öngörülü düşünüp geleceği gözeten planları geliştirmek kaçınılmazdır. Kentsel kaynakların yanlış ve işlevsiz yatırımlar yolunda heba edilmesinin önüne geçilmelidir. Telafisi mümkün olmayan yanlış projeler hayata geçirilmemelidir.
Büyükşehir ve ilçe yerel yöneticilerimizi, trafik şube müdürlüğümüzü Adana kent içi ulaşım ve trafik sorunun çözümü için ivedilikle önlemler almaya, uzun vadeli bir çalışma yürütmeye davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki sorunla, ancak gerçekten çözmek istenirse; planlı, programlı, bilim ve tekniğin yol göstericiliğinde çalışılırsa çözüme kavuşacaktır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°