Adana(Ulus)--
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, ‘3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü’ nedeniyle ‘İş Güvenliği’ semineri düzenledi. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sabahattin Öztaş’ın katıldığı seminerden önce konuşan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer aldığını söyledi.
Dünyada her 15 saniyede bir işçinin iş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Biçer, “Her gün yaklaşık 6 bin 300 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybediyor. Her yıl yaklaşık 360 bin kişi iş kazası, 1 milyon kişi de meslek hastalıklarından dolayı yaşamını yitiriyor. Her yıl çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde zehirli maddelerden dolayı 651 bin işçi yaşamını yitiriyor. İhmal ölüm getiriyor. Tüm bu nedenlerle önlem almalı, iş sağlığı ve güvenliği konularına yeterince eğilmek zorundayız” dedi.
YASA NELER GETİRİYOR?
TMMOB’ye bağlı oda temsilcileri ve inşaat mühendisleri ile inşaat işçilerinin katıldığı seminer konuşmacısı A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sabahattin Öztaş ise 6331 sayılı kanun gereği 1 Ocak 2014’ten itibaren tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfa giren işyerlerinin bir işçi çalıştırsalar bile iş güvenliği uzmanı ve sağlık personeli bulundurmakla veya hizmet satın almakla yükümlü olduğunu söyledi. İnşaat sektöründeki tüm işletmelerin bu hizmeti sağlamak zorunda olduğunu dile getiren Öztaş, uzman, doktor ve sağlık personeli çalıştıramayanların ‘Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi’nden e-devlet aracılığıyla yararlanabileceğini kaydetti.
Hayati önem taşıyan iş güvenliğine işverenlerin ve medyanın destek vermesi gereğine değinen Öztaş, “İnşaat işlerinde işler geçici olunca sorunlara kalıcı çözümler üretmek güçleşiyor. Taşeronluk sistemi de sorunların artmasına neden oluyor. 10 katlı 30 dairelik bir apartmanda 100 işçinin toplam güvenlik maliyeti (ayakkabı, baret, eldiven, eğitim vb.) 10 bin TL ancak bu para çok bulunuyor. Sonuç olarak telafi edilemeyen meslek hastalıklarıyla ya da ölümlerle karşılaşıyoruz. Ayrıca yürürlüğe giren yeni yasa kapsamında işyerleri risk değerlendirmesi, acil durum eylem planı hazırlamak durumunda. Türkiye’de yasaların uygulanabilirliğine dikkat edilmezse ve yönetmelikler kağıt üzerinde kalırsa iş güvenliğinde istediğimiz noktaya ulaşamayız. Toplumun her kesimi iş sağlığı ve güvenliğine dikkat etmek zorunda. Sorunların çözümü duyarlılıktan geçiyor” diye konuştu.
