İMO’dan üyelerine 25. Yıl plaketi
Manşet Haber 26.12.2012 16:34:35 0

İMO’dan üyelerine 25. Yıl plaketi

İMO’dan üyelerine 25. Yıl plaketi

Adana(Ulus)--imo25yil İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, meslekte 25. yılını dolduran aralarında Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, ÇÜ Öğretim görevlileri Prof. Dr. Mustafa Laman, Prof. Dr. İsmail Hakkı Çağatay, Doç.Dr. Beytullah Temel’in de aralarında bulunduğu 61 üyesine törenle plaket verdi.

İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, plaket törenindeki konuşmasında İnşaat Mühendisler Odası’nın 1954 yılında kurulan, TMMOB bünyesinde 10 odadan biri olduğunu, üye sayılarının Türkiye genelinde 90 bine ulaştığını söyledi. İnşaat Mühendisliğinin, İnsan varlığının başlangıcından beri hayatın bir unsuru olduğuna dikkat çeken Bakır, şöyle konuştu:

“Mesleğimiz dünyada  “Medeniyet mühendisliği” olarak kabul görmüştür. Medeniyet mühendisliğinden bahsederken depremlerden ve onun yarattığı yıkımlardan bahsetmemek olmaz, depremler medeniyetlere zarar vermekte, medeniyetlerin izlerini ortadan kaldırmakta, biz inşaat mühendisleri ise; medeniyet oluşturmaya ve medeniyetlerin izlerini taşıyan tarihi köprüleri, yolları, binaları geleceğe taşımaya çalışmaktayız.

İnsan için, Uygarlığın geleceği için, Yaşanabilen bir çevre için, Dünya ve ülke Barış için, Mesleki değerlerimizi, mesleki etiği, yıllar itibariyle sağladığımız birikimi, kurumsal kimliğimize ve yapımıza sahip çıkmak zorundayız. Biz İMO camiası olarak, gücümüzü bilimden ve TMMOB’nin örgütlü yapısından alırız. Bilgimizi toplum yararına kullanmaktan onur duyarız. Toplumsal yarar ilkesini savunmak bizim olmasa olmazımızdır.”

Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan da, İnşaat Mühendisi olmaktan her zaman gurur ve onur duyduğunu belirterek, “Her ortamda İnşaat Mühendisi olduğumu ifade ediyorum ve ekliyorum, tekrar dünyaya gelsem, yine inşaat mühendisi olmak isterdim. Mesleğimin faydalarını Yüreğir Belediye Başkanlığım sürecinde de gördüm. Tüm meslektaşlarımı kutluyorum.” dedi.

İnşaat Mühendisliğinde 25. Plaketleri İMO Başkanı Abdullah Bakır, İMO eski Şube Başkanları Sedat Doğan, Ali Olgun, Hasan Aksungur, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, Çukurova Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öden Prof. Dr. Mustafa Laman, Porf. Dr. İsmail Hakkı Çağatay, Doç. Dr. Beytullah Temel, Ceyhan Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi, Dr. Rıza Dinçer tarafından verildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°