İNCE HAREKET
Manşet Haber 13.08.2020 15:13:51 0

İNCE HAREKET

İNCE HAREKET






Sokak dilinde bir söz vardır: “Hareket yapma, hareketin Allah’ını görürsün.”





Bilindiği üzere Muharrem İnce, öğretmen ve siyasetçidir. 2018 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi’nde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Cumhurbaşkanı adayı olmuştur. Ama seçilememiştir.





Sayın İnce son günlerde Türkiye’nin gündemini yoğun bir şekilde işgal etmiştir.





Ve derken beklenen açıklamasını yaptı.





Partiye demokrasi ve önseçim konusunda eleştiriler yönelten İnce, CHP yönetimini 'siyaseti izlemekle, bir şey yapmamakla' suçladı. CHP liderini eleştirdi.





Özetle şunları söyledi:





•Türkiye'nin aynı anda hem iktidar, hem muhalefet sorunu vardır ve bu kötü gidişattan CHP de nasibini almıştır.





•Kurultaylarımızda 5 dakika konuşma yapmak için büyük mücadeleler vermek gerekiyor. CHP'nin ne hale geldiğini herkes görsün. Kurultay iradesini tanımayan bir Genel Başkanımız var.





•Türkiye'nin sorunlarını ne tek adam iktidarı, ne de tek adam muhalefeti çözebilir.





•Hareketimizin adı bin günde memleket.





•Hareketimiz 4 Eylül'de başlayacak.





•Miting günü arkadaşımı vekillik listesinden çıkardılar, moralimi bozmak için elinden geleni yaptılar, kazanmamam için elinden geleni yaptılar.





•Seçim günü 13 bin sandıkta CHP'nin görevlisi yoktu, bana tüm tutanakları aldık dediler. 4 milyon oyu sokağa bıraktılar, çıkıp ikinci tura kaldı dediler. Benden yalan söylememi istediler. Bana veri vermediler, çünkü yok.





•Bir CHP'li saraya gitti diyorlar. Genel Başkanı arıyorum yapmayın etmeyin diye. Ses yok. Acaba genel başkan yardımcılarından biri mi gitti saraya?





•Eğer Erdoğan'ın eski arkadaşlarından birini Cumhurbaşkanı yapacaksak ben buna CHP iktidarı demem. Bizim Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı olma iddiası yok.





•CHP seçimde başarısız mıydı? Hayır. Ama İstanbul'u Ankara'yı Kürt vatandaşların, HDP'lilerin oyuyla kazandı CHP. CHP yüreğini açarak teşekkür etmedi vatandaşlara. Ben yüreğimi açarak teşekkür ediyorum.





•Ben AKP'den ve MHP'den oy alabilme ihtimali olan bir insanım. Dolayısıyla sarayın beni desteklemesi mümkün değil. Saray destekliyor diyenler CHP içindeki rant baronlarıdır.





•Her bahar bir parti değiştirip elinde Çorum'un, Maraş'ın kanı olup da şimdi CHP'li gibi yapanlara dikkat et.”





Bana göre Muharrem İnce, kendini partiden attırmak istiyor. Bu eleştiriler karşısında CHP Yüksek Disiplin Kurulu “harekete” geçecektir. Ve büyük olasılıkla da ihraç edilecektir.





Sayın İnce, CHP’nin mağdurunu oynayıp, yollara düşecektir. Başlatacağı hareketin adını da “bin günde memleket” koyarak ve hareketini 4 Eylül'de Sivas Kongresinin yapıldığı Sivas’tan başlatacağını açıkladı.





Hayırlı ve uğurlu olsun derken, geçmişte CHP yönetimine kızıp hareket başlatanları, hatta parti kuranları gördük. Hepsi de siyasi mevta olup gittiler. Çoğunun adını bile kimse hatırlamıyor.





Birileri onu ziyaret edip yanlış yaptığını söylediler. Ama kimseyi dinlemiyor. Yapacak bir şey yok. “Hareket yapma, hareketin Allah’ını görürsün” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°