Bu iddiayı Milliyet Gazetesi yazarlarından Aslı Aydıntaşbaş gündeme getirdi.Geçtiğimiz hafta Adana İncirlik Üssü’nden kalkan bir insansız hava uçağının Suriye tarafından vurularak düşürüldüğü dünya kamuoyunda tartışıldı.
Bu haber üzerine İncirlik Üssü’nü aradım. 1991 yılından bu yana gerek Milliyet Gazetesi’nde görev yaptığım dönemde, gerekse NTV ve ATV temsilciliğm döneminde böyle bir yanıt almamıştım.
Nasıl mı?
Suriye’de düşürülen insansız hava uçağının durumunu sordum.
İncirlik Üssü’ndeki kaynaklar bu kez “Bilgi vermeye yetkili olmadıklarını” ifade ederek Ankara’daki askeri yetkililere sorulmasını istedi.
Bu olaydan sonra beklemeye başladım.
Suriye ABD insansız hava uçağının düşürülmesi olayını görüntü ve fotoğraflarla dünya kamuoyuna duyurdu. Bu konuda ABD ve Türkiye’den resmi bir açıklama yapılmadı. Sessiz kalındı.
İncirlik Üssü’nden kalkan insansız hava uçağı olayını 30 Mart 2015 tarihli Milliyet Gazetesi’nde Aslı Aydıntaşbaş köşesinde “İncirlik’i Nasıl Açtık” başlıklı köşe yazısında gündeme taşıdı. Aslı Aydıntaşbaş, İncirlik’in savaş uçaklarına da açılacağını iddia etti ve bu konuda şu ifadelere yer verdi: “İncirlik, muhtemelen önümüzdeki süreçte savaş uçaklarına da açılacak, Musul’u geri almak için bu yaz IŞİD’e karşı kara harekatında kullanılacaktır.”
Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın İncirlik ile ilgili yazısı şöyle:
“Geçen hafta, Orta Doğu satrancında bir kaç hamle aynı anda gerçekleşti...
Birincisi, Ankara sessiz sedasız İncirlik’i açtı. Malum, Washington uzun süredir İncirlik üssünün IŞİD’e karşı savaşan İHA ve askeri uçaklar için açılmasını talep ediyordu. Ankara ise, malum kaygılarla IŞİD’e karşı mücadelede fazla öne çıkmak istemiyor, işi ağırdan alıyordu. Bu durum, Washington ve Ankara arasında esen soğuk rüzgarların en önemli alt başlıklarından biriydi.
Ve sonunda Ankara, IŞİD’in İncirlik’te konuşlanacak ve kısaca “Reaper” adı verilen silahlı insansız hava araçlarıyla (Predator MQ-1) vurulmasına izin verdi. Amerikalılar memnun; bu memnuniyetlerini Obama’nın uzun bir aradan sonra geçen hafta Erdoğan’la yaptığı 1 saatlik telefon görüşmesi ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin önümüzdeki ay Antalya’ya ziyaretiyle fazlasıyla hissettirmiş olacaklar...
Ankara uzunca bir süredir Batı’da yaşadığı örtülü ambargoyu kırmak istiyordu. Gönül isterdi ki, Türkiye’yi yönetenler bu “değerli yalnızlık” resmini değiştirmek için yeniden Avrupa Birliği ve demokrasi yoluna sarılsın, Kürt barış süreci ve reform hamlelerine yönelsin. Bu sayede yeniden bir model haline gelebilir, sadece stratejik değil ahlaki bir üstünlük de sağlayabilirdi.
Ama olmadı. Onun yerine Ankara, daha hızlı sonuç alabileceği düşüncesiyle güç odaklarıyla güç pazarlığını seçti. Geçen haftalarda yaşanan şu 3 hamle, Türkiye’nin yalnızlığını kırmayı amaçlayan zekice adımlardır:
1. Erdoğan’ın Ukrayna gezisi.
2-İncirlik’in açılması
3-Yemen’deki Suudi kolisyonuna destek.
Öncelikler belirlenmeli.
Birincisi, stratejik olmaktan ziyade pr’a yönelik bir manevradır. Olsa da, olmasa da olur.
İkincisi, yani İncirlik’in Reaper’lara açılması, geç kalmış ancak doğru bir harekettir. İncirlik, muhtemelen önümüzdeki süreçte savaş uçaklarına da açılacak, Musul’u geri almak için bu yaz IŞİD’e karşı kara harekatında kullanılacaktır.”(İsmail BAŞKAN-www.adanaulus.com)
