“İNCİRLİK’TE NÜKLEER SİLAH VAR MI?”
Manşet Haber 12.12.2019 15:00:28 0

“İNCİRLİK’TE NÜKLEER SİLAH VAR MI?”

“İNCİRLİK’TE NÜKLEER SİLAH VAR MI?”

CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, Adana’yı ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren İncirlik Üssü’nde olduğu iddia edilen nükleer silahları gündemde tutmaya devam ediyor. Konuyla ilgili daha önce soru önergesi de veren Sümer, bu defa doğrudan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sordu.
TBMM Genel Kurulu’nda 2020 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçelerinin görüşmelerinde CHP’li Sümer, İncirlik Üssü’nde olduğu iddia edilen nükleer silahlar ve e-haciz konularını gündeme getirdi.
Sümer, Milli Savunma Bakanı Akar’a şu soruyu sordu:
“Dünyada birçok basın organı Türkiye'de bulunan İncirlik Üssü'nde ABD'ye ait nükleer silah olduğunu yazdı, hatta bu silahların buradan taşınmasının bile gündeme geldiği yazıldı. Bizler ise hâlen İncirlik'te nükleer silah olup olmadığını bilmiyoruz. İncirlik'te yaşayan vatandaşlarımız başta olmak üzere, tüm Adanalılar haklı olarak kaygılı ve bir açıklama bekliyor. Soru önergesi veriyoruz, cevap alamıyoruz. Ben bir kere daha buradan soruyorum: İncirlik Üssü'nde nükleer silah var mıdır, varsa bu silahların cinsi nelerdir?”
Bakan, Akar ise bu soruya “İncirlik'te Amerika Birleşik Devletleri'yle, hepinizin malumu olan, Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması çerçevesinde faaliyetlerimiz devam ediyor” cevabını vermekle yetindi,
E-HACİZ SORUSU
Sümer, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a ise milyonlarca insanı yakından ilgilendiren e-haciz uygulamasını sordu. Vergi ve SGK borcu, trafik cezası, mahkeme harcı, idari para cezaları gibi borcu olan milyonlarca vatandaşın banka hesaplarının bloke edildiğini belirten Sümer, “Bu uygulama özellikle çok sayıda esnafı iflas noktasına getirdi. İnsanlar borçlarını keyfî olarak ödememeyi tercih etmiyor. Nasıl devlet küçük borçlarını bile haciz yoluyla tahsil edecek kadar bir kriz içindeyse, vatandaşlarımız da bir kriz içinde” diye konuştu. Sümer, borçların yapılandırılıp yapılandırılmayacağını sordu.
Bakan Albayrak ise başka milletvekilleri tarafından da dile getirilen bu soruya cevap vermemeyi tercih etti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°