“İRAN KARPUZU RİSK OLUŞTURUYOR”
Manşet Haber 10.05.2020 13:39:34 0

“İRAN KARPUZU RİSK OLUŞTURUYOR”

“İRAN KARPUZU RİSK OLUŞTURUYOR”






Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin karpuz cenneti Adana’da hasadın başlayacağı şu günlerde ithal karpuz girişinin üreticiye tam anlamıyla bir darbe niteliği taşıdığını vurguladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir araştırma, bir de soru önergesi sunan Dr. Şevkin,Adana’da turfanda karpuz hasadının Haziran ayı ortalarına doğru başlayacakken Mayıs ayı itibariyle Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile Covid-19 salgınının yoğun olduğu İran’dan erkenci karpuz ithal edilmesinin gerek üretici gerekse tüketici açısından büyük bir risk oluşturduğunu kaydetti.










Türkiye’de yıllık 4 milyon ton karpuz üretimi yapıldığını, kişi başı karpuz tüketiminin 50 kg civarında olduğunu belirten Dr. Şevkin, “Karpuz üretiminin en fazla yapıldığı il Adana’dır. Karpuz üretiminin yaklaşık yüzde 25’i Adana’dan gerçekleştirilmektedir. Türkiye’nin karpuz cenneti Adana’da hasadın başlayacağı şu günlerde ithal İran karpuzu girişi hem üretici hem de Covid-19 salgını nedeniyle büyük bir risk oluşturmaktadır” dedi.
Zorlu bir süreçte İran gibi virüs açısından yüksek riskli bir ülkeden ithalatın kısıtlanması ve yerli üreticinin yetiştirdiği karpuzun tüketilmesinin beklenmesi gerektiğini kaydeden Dr. Şevkin, “Böylelikle hem çiftçi kazanacak, hem tüketici kaliteli ve sağlıklı karpuz tüketecek hem de ekonomimizin adeta dip yaptığı bir dönemde yurtdışına döviz çıkışı önlenecektir” dedi. Türk çiftçisini tarımdan uzaklaştırmamak, ithalatı önlemek, üretimi teşvik etmek, sağlıklı karpuz tüketilmesini sağlamak adına meclisin konuyu araştırması için önerge sunan Dr. Şevkin, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle bir de soru önergesi verdi.
“İKİ YILDA TOPLAM 130 BİN TON KARPUZ İTHAL EDİLDİ”
Türkiye’nin yılda 50 bin ton civarında karpuz ihraç etmesine rağmen 2018 ve 2019 yılında yaklaşık 130 bin ton karpuz ithal ettiğini anımsatan, özellikle Çukurovalı üreticinin karpuz hasadına hazırlandığı bu günlerde İran’dan ithal edilen erkenci karpuzların üreticiye darbe vurduğunu kaydeden Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Covid-19 salgını sürecinde çiftçinin yeterli desteği alamaması nedeniyle tarım topraklarında yeterli üretim yapılamadığı açıktır. Buna rağmen karpuz üreticisi büyük fedakarlıkla tarlasını boş bırakmamış, tüketiciye kaliteli karpuz üretimi gerçekleştirmektedir. Ziraat Mühendisleri Odası’nın karpuz raporuna göre Türkiye’de yaklaşık 900 bin dekarlık alanda karpuz üretimi yapılmaktadır. 2018 yılında dekara ortalama karpuz verimi 4 bin 668 kg olmuştur. 2018 yılında 4 milyon ton üretim gerçekleşmiştir. Verimlilikten sağlanan üretim artışına karşın, kişi başı karpuz üretimi 60 kg’dan 50 kg’a düşmüştür. Türkiye yılda 50 bin ton civarında karpuz ihraç etmesine rağmen 2018 ve 2019 yılında yaklaşık toplam olarak 130 bin ton karpuz ithal etmiştir. Özellikle Çukurovalı üreticinin karpuz hasadına hazırlandığı bu günlerde İran’dan ithal edilen erkenci karpuzlar üreticiye darbe vurmaktadır.”
“İTHALAT KISITLANACAK MI?”
TBMM’nin konuyu araştırması için önerge sunan CHP’li Dr. Şevkin, ayrıca Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin şu  sorulara yanıt vermesini istedi:





1-    2019 yılında ve 2020 yılı Ocak ayından itibaren önergenin yanıtlandığı tarihe kadar İran’dan tam olarak kaç ton karpuz ithal edilmiştir?





2-    2019 yılında Adana’da kaç ton karpuz üretimi gerçekleşmiştir?





3-    2020 yılı hasat döneminde Adana’da kaç ton karpuz üretiminin gerçekleşmesi öngörülmektedir?





4-    Türkiye’nin yıllık karpuz ihtiyacı kaç tondur?





5-    Adana ilimizde turfanda karpuz hasadı Haziran ayında başlayacakken Mayıs ayı itibariyle Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile Covid-19 salgınının yoğun olduğu İran’dan erkenci karpuz ithal edilmesi gerek üretici gerekse tüketici açısından riskli değil midir?





6-     Zorlu bir süreçte İran gibi virüs açısından yüksek riskli bir ülkeden ithalatın kısıtlanması düşünülmekte midir?





7-    İthalatın sona erdirilerek yerli üreticinin yetiştirdiği karpuzun tüketilmesi için herhangi bir çalışmanız var mıdır?





8-    Karpuz ithalatı nedeniyle ülkemizden yurtdışına yıllık giden toplam döviz miktarı ne kadardır?





9-    2002-2020 yılları arasında İran’dan toplam kaç ton karpuz ithal edilmiş, karşılığında ödenen döviz miktarı ne kadar olmuştur?





10-  Çiftçinin korunması için ithalatı önleyip üretim ve ihracatı arttırmak, üretimi çeşitlendirmek için bir planlamanız var mıdır?



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°