İŞÇİ İLE İŞVEREN ARASINDA PROTOKOL
Manşet Haber 17.09.2021 19:52:59 0

İŞÇİ İLE İŞVEREN ARASINDA PROTOKOL

İŞÇİ İLE İŞVEREN ARASINDA PROTOKOL


Vali Süleyman Elban'ın katılımıyla mevsimlik tarım işçilerinin günlük yevmiyeleri ile ilgili işçi ve işveren temsilcileri arasında protokol imzalandı.
Çukurova Tarım Aracıları(Elçileri) Derneği Başkanı Mehmet Celal Şenateş, Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Necdat Sin, Ceyhan Tarım Elçileri ve İşçileri Derneği Başkanı Gülçin Halter, Adana Çiftçiler Birliği Derneği Başkanı Mutlu Doğru, Güvencesiz İşçiler Derneği Başkanı Abdulselam Kutlu, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Dörtyol Mevsimlik Tarım İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Şehmus Aksoy, Adana Turunçgil Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Burak Karabucak, Erzin Mevsimlik İşçiler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Eyüp Tat ve Tarsus Paketleme ve Tarım İşçileri Derneği Başkanı Cumali Erbay işçi ve işveren temsilcileri adına protokolü imzaladı.
Gerçekleştirilen protokol töreninin ardından kısa bir açıklamada bulunan Vali Elban, protokolün hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek imzalanan protokolün hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu. Vali Elban, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını temin etmek ve onları hiçbir koşulda mağdur etmemek için tüm kurumlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°